19/11/2025
Bir ebeveynin kaybı, çocuğun hayatında adeta bir deprem etkisi yaratır. Bu kayıp, çocukluk döneminde yaşanabilecek en yıkıcı deneyimlerden biridir; çünkü ebeveyn, çocuğun güven, sevgi ve aidiyet duygularının merkezinde yer alır. Aile sistemi de bu kayıpla birlikte derinden sarsılır ve çoğu zaman, o ölümden önceki duygusal dengeye geri dönülemez.
Çocuklar, bir ebeveynin ölümünün yarattığı duygusal ağırlığı tek başlarına taşıyacak gelişimsel kapasiteye sahip değildir. Hayatta kalan yetişkin (örneğin diğer ebeveyn ya da birincil bakıcı) kendi yas süreciyle uğraşırken çocuğa duygusal koruma sağlamada zorlanabilir. Oysa destekleyici bir yetişkinin varlığı, çocuğun korku, öfke, suçluluk ve üzüntü gibi duygularını ifade edebilmesine, “ölümün kalıcılığını” anlayabilmesine ve yeniden güven duygusu geliştirebilmesine olanak tanır.
Bu tür bir destek eksik olduğunda, bastırılmış yas duyguları ilerleyen yıllarda davranış problemleri, içe kapanma ve öfke patlamaları gibi şekillerde yeniden yüzeye çıkabilir.
Çocuğun kaybı anlamlandırabilmesi için duygusal olarak yanında bir yetişkinin varlığı, onun için en güçlü iyileştirici faktörlerden biridir.
🕊️ Bir çocuğun yasını dindiren şey, zamandan ziyade yanında duran, duygularına alan açan bir kalptir.