Merve Funda Cankurtaran Psikolog

Merve Funda Cankurtaran Psikolog Merhaba,

Ben Psikolog Merve Funda, aldığım akademik bilgileri ve edindiğim klinik deneyimleri harmanlayarak psikoterapi alanında kullanmayı çok seviyorum.

Sizleri de bu deneyime ortak olmaya davet ediyorum, teşekkür ederim! Ben Klinik Psikolog Merve Funda Kırbaş Cankurtaran.

1993’te İzmit’te doğdum. Küçük yaşlardan beri insanların kendilerini ve dünyayı daha iyi anlamalarına yardımcı olma isteğim beni psikolojiye yönlendirdi. Zamanla fark ettim ki, hayatın getirdiği zorluklarla baş etmek bazen yalnızca düşünerek ya da bilgi edinerek değil, hissederek ve deneyimleyerek mümkün oluyor.



Bu keşif beni Boğaziçi Üniversitesi, New York Eyalet Üniversitesi ve İstanbul Kültür Üniversitesi'nde psikoloji ve sosyal bilimler alanında eğitim almaya yönlendirdi. Ardından, İstanbul Kent Üniversitesi ve University College Dublin’de (UCD) klinik psikoloji eğitimi aldım. Prof. Dr. Kültegin Ögel ve Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur danışmanlığında yüksek lisansımı tamamladım.



Öğrencilik yıllarımda edindiğim bilgi ve deneyimleri, dünyanın farklı eyalet ve şehirlerinde, çeşitli topluluklarla çalışarak hem bireysel hem de toplumsal düzeyde hissedip deneyimleme fırsatım oldu. Bugün, bireylerin hayatlarında daha fazla denge, özgürlük ve iç huzur bulmalarına yardımcı olmayı çok değerli bir yolculuk olarak görüyorum. Aynı zamanda toplumsal sorunlarla mücadele için meslektaşım Klinik Psikolog Elif Sena Ergin ile birlilte kurduğumuz, sanat ve psikolojiyi bir araya getirdiğimiz Coralith Studio'da sanat ve psikoloji temalarına bağlı etkinlikler düzenliyorum. Bu süreçte, mesleki etik kurallarına ve APA (Amerikan Psikoloji Derneği) standartlarına sıkı sıkıya bağlı kalarak, süpervizyon desteği almayı ve danışanlarıma geniş bir keşif alanı sunmayı ön planda tutuyorum.

Bel / Sırt Ağrılarınız ve Fazla Sorumluluk AlmakBir yolda yürüdüğünüzü hayal edin… Kocaman bir kaya parçası taşıyan bir ...
20/03/2024

Bel / Sırt Ağrılarınız ve Fazla Sorumluluk Almak

Bir yolda yürüdüğünüzü hayal edin… Kocaman bir kaya parçası taşıyan bir yabancıyla karşılaştığınız. Diyelim ki kişi size ağrıyan sırtından yakınıyor ve kayayı neden yere indiremeyeceğine dair bir dizi neden sunuyor.

Kalbinizin sıkıştığını hissederek, kendi kollarınızdaki ağır yükü işaret edebilir ve “Çok üzgünüm. Anladım. İnsan olmak zor olabilir.” diyebilirsiniz. Hatta kendi taşıdığınız yükü yere koyabilir ve baskının bir kısmını hafifletmek için diğerinin taşıdığı kayaların yanlarında tutmayı teklif edebilirsiniz.

Onun taşıdığı yükün acısına dayanamadığınız için ya da kendinizi onun taşıdığı yüke karşı sorumlu hissettiğiniz için, onun kayasını taşıdığınızı varsayalım. Yolculuğunuza devam ederken, ekstra ağırlık muhtemelen sizi yavaşlatacak ve sırtınızı zorlayacaktır. Şimdi, sadece bel fıtığına sahip değilsin, aynı zamanda öfkeli kırgın da olabilirsin? Başkasının yükünü, sana ağır gelmesine rağmen yüklendiğin için?

Ve olay şu ki... Yolda karşılaştığınız yabancı, siz ona yardım ettiğinizde, başlangıçta ne kadar rahatlamış olursa olsun, büyük olasılıkla sırtında taşımak için yeni bir kaya parçası bulacaktır. Çünkü o kaya parçasını neden taşıdığını anlamak için zaman ayıramamıştır, ve bir kaya olmadan kolları bomboş hisseder.

Bazı insanlar, insanların acısını, insanları önemsemeyi, onların kayalarını taşımakla karıştırır.

Önemsemek, şefkatle eşanlamlı, açık yürekli bir duygudur. Birini önemsediğinizde, hissedilen ortak acı duygusundan yararlanarak onların acısıyla empati kurarsınız. Ayrıca, kendi sınırlarınıza dikkat ederek ve saygı duyarak, şefkatli bir şekilde davranabilir, yardım etmeyi veya tanıklık etmeyi teklif edebilirsiniz.

Taşımak, kendi iyiliğiniz pahasına başkalarının onlar için çektiği acıyı üstlenmenizdir. Genellikle bu, birileri kendilerine yardım etmeye çalışmıyorken onu düzeltmeye çalışmak veya kendinizi gereksiz yere suçlu hissettiğiniz için birinin kötü davranışını yatıştırmak ve affetmek için acele etmek gibi bakıcı davranışlarda kendini gösterir. Kısacası, sağlıklı sınırlar koymayı reddetmektir.

Taşımak, önemsemekten kaynaklanıyor olsa da, kendi acınızla empati kurmadan diğer insanların acılarıyla aşırı empati kurduğunuzda, esasen kendinizi terk etmiş olursunuz.

Kendinizi terk etmemeniz ve bel ağrılarınızda şifa bulmanız dileğiyle…

Hoşçakalın!



yazının tamamımı ''www.psilologmervefundakirbas.com''da.

DEPRESYONDA OLAN BİRİNE SÖYLEMESENİZ DAHA İYİ OLAN, 4 CÜMLE.1. ''Depresyonda görünmüyorsun aslında ama.’’depresyonun bir...
17/03/2024

DEPRESYONDA OLAN BİRİNE SÖYLEMESENİZ DAHA İYİ OLAN, 4 CÜMLE.
1. ''Depresyonda görünmüyorsun aslında ama.’’
depresyonun bir görünümü olmayabilir. Birisi dışarıdan iyi görünebilir ama içeriden kendini parçalıyor olabilir.

2. ‘’Ben eğer depresyonda olsaydım bunu yapardım.''
insanların, eğer talep ederlerse, önerilere göre hareket etme olasılıkları çok daha yüksek. Bu yüzden herhangi bir tavsiyeyi paylaşmadan önce, tavsiyeyi vereceğiniz kişiden izin istemeniz çok daha iyi olur.

3. ''Merak etme iyi olacaksın''
Bunu yaptığımızda aslında onların duygusal acılarından rahatsız oluyor olabilir. Karşı tarafın ne hissettiğiyle ilgili duygularla siz mücadele edemiyor olabilirsiniz, bu duygularla ne yapacağımızı bilemeyebiliriz. Bu yüzden onun duygularını ve yaşadıklarını reddediyor olabilir ve ortadan kalkmasını umarsınız.
Bunun yerine, nasıl hissettikleri hakkında, onlara konuşma şansı verebilirsiniz. Bunu yaparken onların hislerini ortadan kaldırmaya çalışmamaya dikkat edin.

1. ''Depresyona girmek için hiçbir nedeniniz yok. Diğer insanların duruma bak, onlar çok daha kötü durumdalar.”

Bazı nedenlerini görememek onların olmadığı anlamına gelmez. Bunun yerine, onlara şimdi izin vermeye çalışın. Eğer iyi değillerse, ve iyi olmayan kişi sizin için değerliyse, bu durum için de önemli olmaz mı? Cevabınız evetse, onlara izin verin. Onların duygularına yer açmaya çalışın. İnsanlara yardım etmek sizin için değerliyse, hem onlara hem size iyi geleceğini düşünüyorum.

Hoşça kalın.

Evlilik aşkı öldürür mü? Partnerinize karşı nazikçe davrandığınız, kalbinizin hızla çarptığı o günlerden, çok da uzak ol...
16/03/2024

Evlilik aşkı öldürür mü?

Partnerinize karşı nazikçe davrandığınız, kalbinizin hızla çarptığı o günlerden, çok da uzak olmayan bir gelecekte, bir gün mutluluk dolu tüm bu hislerin ortadan kaybolduğuna inanmak pek zordur. Doğru okudunuz, ortadan kaybolur. Yok olur. Ardında bir iz dahi bırakmadan hem de. Yerlerini ise kızgınlık, korku, yalnızlık, pişmanlık yahut umutsuzluk, hatta belki de kin, küçümseme, iğrenme ve nefret gibi duyguların alması gayet olasıdır.

Peki işler neden bu hale geliyor?
Basitçe şu sebepten dolayı: Hisler değişir. Onlar hava durumu gibidirler. Yazın en sıcak veya kışın en soğuk günlerde bile hava durmaktasızın değişir; işte duygularımız da böyledir. Bu nedenledir ki partneriniz ne kadar müthiş, ilişkiniz ne kadar harika olursa olsun, o ilk sevgi hisleri uzun sürmeyecek. Yine de hemen telaşa kapılmayın. Her ne kadar kaçınılmaz olarak gidecek olsalar da aynı zamanda yine geri gelecekler. Sonrasında yeniden gidecekler. Sonrasında da tekrar geri gelecekler. İşte siz ölene kadar böyle kaybolup geri gelip, kaybolup geri gelmeye devam edecekler.

Bu durum korku ve öfkeden tutun da keyif ve mutluluğa kadar tüm insani hisler için geçerlidir. Nasıl ki kıştan sonra bahar geliyorsa, hisler de gelir ve geçerler.

Peki bu durumda biz ne yapacağız?

Değişen hava şartlarına adapte olmaya çalışacağız. Yağmur yağdığında yağmurluk giymeyi, kar yağdığında kaymamak için kış lastiği takmayı öğreneceğiz.

Yani duygularla mücadele etme becerilerimizi ve psikolojik esnekliğimizi geliştireceğiz.

Hoşça kalın.

(Bu durumda evlilik aşkı öldürdü mü?)

'Yazı Russ Harris'in Sevgiyle yürümek adlı kitabından alınmıştır.

Kaygın, olumsuz düşüncelerin köpekbalıkları gibi etrafını sardığında...Köpekbalıklarını duygusal ve zihinsel yoğunluklar...
14/03/2024

Kaygın, olumsuz düşüncelerin köpekbalıkları gibi etrafını sardığında...

Köpekbalıklarını duygusal ve zihinsel yoğunlukları ifade etmek için kullansak, bu yoğunluklar genellikle stres, kaygı, korku veya diğer olumsuz duygularla ilişkilendirilebilir miyiz?

Bu tür duygusal ve zihinsel yoğunluklar insanları etkileyebilir ve genellikle olumsuz düşüncelerle birlikte ortaya çıkar. Etrafıma bakıp köpekbalığı olarak adlandırabileceğim bazı şeyler şunlar olabilir: Endişe, korkular, olumsuz düşünceler, özgüven eksikliği, kendini değersiz hissetme, geçmişte yaşanan travmalar veya acılar, kişisel başarısızlıkla ilgili düşünceler, toplumun beklentileri veya dışarıdan gelen baskılar gibi.

Onları etrafımızı saran köpekbalıklarına benzetirsek eğer, ortasında kaldığınız bu köpekbalıklarından kurtulmak için ne yapıyor olmak isterdiniz?

Onlarla mücadele haline girerseniz, deniz onların alanı, sizi alt etmeleri an meselesi olur. Onlardan kaçmaya çalışırsanız da, sanırım sizi bir av olarak görebilirler ve denizde yüzmede sizden daha iyi oldukları için sizi kısa sürede yakalabilirler

Bu düşünceler ve duygularla karşılaştığımda, onları izlemek ve gözlemlemek bize farkındalık ve anlayış sağlayabilir. İzlemek, bu düşüncelerin ve duyguların sizi nasıl etkilediğini, hangi tetikleyicilerle ortaya çıktıklarını ve ne zaman daha yoğun hissettiklerini anlamama yardımcı olur. Bu, duygusal durumumu daha iyi anlamanızı ve onlarla daha iyi başa çıkmak için stratejiler geliştirmemi sağlayabilir.

İzlemek aynı zamanda köpekbalıklarını daha objektif bir şekilde değerlendirmeme yardımcı olur. Bir nevi iç gözlem yaparak, bu düşüncelerin ve duyguların gerçekliklerini sorgulayabilirsiniz. Onları daha az tehdit edici hale getirebilir ve olumsuz düşüncelerinize uzaktan bakabilir, böylece zihinsel ve duygusal dengeyi koruyabilirsiniz.

Elbette, sadece izlemek yeterli değildir. Bu düşüncelerle başa çıkmak için farklı stratejiler ve teknikler kullanılabilir. Bunlar arasında nefes alma egzersizleri, meditasyon, zihin ve beden farkındalığı, olumlu tekrarlamalar veya kendini motive etme sözleri, duygusal destek arama, profesyonel yardım alma gibi yöntemler bulunur.

Siz köpek balıklarının etrafınızda olmasını kontrol edemezsiniz belki, ancak onlar sizden vazgeçene kadar onların ne yaptığını, sizin nerede olduğunuzu, tam olarak onların neyi temsil ettiğiniz, etrafınızı gözlemleme fırsatı elinizde. Şimdi etrafına bir bak? Neleri köpekbalığı olarak adlandırırdın? Ve onları izlemek sana nasıl gelirdi?

Merhaba, Ben Psikolog Merve Funda Kırbaş Cankurtaran metaforları, filmleri, popüler kültürü kullanarak herkese ulaşabile...
14/03/2024

Merhaba,

Ben Psikolog Merve Funda Kırbaş Cankurtaran metaforları, filmleri, popüler kültürü kullanarak herkese ulaşabileceğim psikoloji içerikleri üretmeye ve sizlerin hikayesine ulaşmaya çalışıyorum. Umarım yollarımız bir şekilde kesişebilir, hoş geldiniz!

Address

Acıbadem Mahallesi
Kaynaslı

Website

https://coralithstudio.com/

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Merve Funda Cankurtaran Psikolog posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Merve Funda Cankurtaran Psikolog:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram