25/12/2023
*OSMAN NÛRİ TOPBAŞ HOCAEFENDİ GAZZELİ ÖĞRENCİLERLE BİR ARAYA GELDİ*
Hayırlı günler dilerim. Bu sabah, Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, Üsküdar'da bir grup Gazzeli öğrenci ile bir araya geldi.
Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı'nda gerçekleşen buluşma, kahvaltı sonrası sorulu cevaplı bir hasbihal şeklinde cereyan etti.
Gazzeli misafirler son hadiselerle ilgili duygularını, düşüncelerini dile getirdi, bölgeden güncel bilgiler paylaştı. Yüreklerindeki imana şahitlik eden cesur sözleri karşısında, Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, şu konuşmayı yaptı:
"Tarihte iki büyük zalimin akıbeti ibretliktir. İlki Firavun. Musa Aleyhisselamı bulmak için büyük zulümler yaptı, katliamlar işledi, yüzbinlerce çocuğu katletti, fakat Allah Musa Peygamberi Firavun'un sarayında büyüttü. Muhyiddîn İbn-i Arabî Hazretleri bu durumu şöyle anlatır: 'Firavun, zuhûr edecek olan Hazret-i Mûsâ’yı imhâ için 980.000 mâsumu katletmiştir. Bu çocukların hepsi, Hazret-i Mûsâ’ya hayâtında imdâd olmak, onun rûhâniyetini güçlendirmek için öldürülüyorlardı. Çünkü Firavun ve Firavun âilesi, Mûsâ’yı henüz bilmiyorlarsa da Hak Teâlâ biliyordu. Elbette bunların her birinin alınan hayâtı, Mûsâ’ya âit olacaktı. Zîrâ gâye o idi.'
İkinci büyük zalim de Nemrut'tur. O da İbrahim Peygambere düşman olduğu için yüzbinlerce insanı katletti, fakat Allah onu da bir sivrisinek ile helak etti, zilleti tattırıp rezil etti.
Bugün de sünnetullah, âdetullah değişmedi, zafer inşallah Müslümanların olacaktır. İsrail çok fazla zulüm ve kötülük işlemiş durumda, masumları ve çocukları katlediyorlar senelerdir. Bu aynı zamanda helak olacaklarına dair bir işarettir, zaferin de ayak sesleridir. Hem İsrail hem de arkasındaki Amerika, muzaffer olamayacaklar.
Tarihten bir misal vereyim, Hendek harbinde bir tarafta Yahudiler bir tarafta Mekkeli müşrikler vardı, Müslümanlar büyük sıkıntı içindeydiler ve içlerinden tazarru ve niyaz hâlinde "Acaba Allah'ın yardımı gelmeyecek mi, Allah'ın yardımı ne zaman?" cümleleri geçti. Orada Peygamber Efendimiz metanetle "asıl hayat ahiret hayatıdır" duasını yaptı, sabrettiler, sonunda Rabbimiz görünmeyen ordularını gönderdi ve nihayetinde o güçlük hafifledi, müşrikler geri gitti, Yahudiler de perişan oldu. Allah'ın daima gözükmeyen orduları vardır, hüküm Allah'a aittir, irade Allah'ındır. Ayetin ifadesiyle, nice az topluluklar Allah'ın yardımı ve izni ile nice çok toplulukları bertaraf etmiştir."
Kahvaltı sonrasında, Gazzeli misafirler, verdikleri bağımsızlık mücadelesinin devam edeceğini vurguladılar. Kıyamet gününe kadar ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'yı savunacaklarını, bu uğurda gayret göstereceklerini ifade ettiler. İsrail'in hedefinin de önce Gazze'yi etkisiz hâle getirip ardından da Mescid-i Aksa'yı işgal etmek olduğunu belirttiler.
Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, en son şu manidar sözlerle veda etti misafirlere:
"Filistinliler bugün Sultan Abdülhamid'in yetimleridir. Asırlardır aynı coğrafyada birlikte yaşadık. Bunun için sizler bizim için Sultan Abdülhamid'in emanetlerisiniz.
Bütün Türkiye dua ediyor, destek veriyor sizlere. İnşallah Rabbimizin yardımı gelecek. Dâvud -aleyhisselâm-’ın devrinde az sayıdaki Tâlût ordusundaki îmanlı askerlerin, çok sayıdaki Câlut ordusuyla karşılaştığında yaptığı şu duâyı, bugünlerde dilimizden düşürmüyoruz.
“Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır (yüreğimizi sabırla doldur), ayaklarımızı sağlam bastır (bize mukâvemet/direnme gücü ver ve bizimle savaşan) kâfir kavme karşı bize yardım et.” (el-Bakara, 250)
Siz Gazzeliler olarak İslam dünyasına büyük bir ders verdiniz. Bir Müslüman cesur olacak, korkak olmayacak, bunu öğrettiniz yeniden. Canları ve mallarıyla cenneti satın alan Müslümanlardan olmamız lazım. Gazzeliler bugün bu manada tüm dünyaya öncü oldular. Biz ise kendi adımıza şunu düşünmeliyiz, acaba ahirette Gazzelilerle aynı cennette yer alabilecek miyiz? Gerçekten de sizler İslam dünyasına büyük bir heyecan verdiniz, Allah razı olsun."
Özel ve manalı bir buluşma idi, şahit olduklarımı ve not alabildiklerimi bir nebze sizinle de paylaşmak istedim.