Psicologo Psikolojik Danışmanlık Merkezi

25/12/2022

Yaşadığınız hergün geleceğin ilk adımıdır. Adımlarınızın sizi mutluluğa götüren yolda olması için çabalamalısınız. Bu yeni yılda da en taze umutları kuşanmanızı ve hayallerinize ulaşmanızı dilerim.

Her günün bir diğerinden daha iyi geçmesini sağlayabilecek tek kişi sizsiniz!
Işığınız, enerjiniz ve sevginiz yeni yılının ne kadar güzel geçeceğini belirleyecek.

Mutlu yıllar!

24/12/2022

Mükemmel olma çabası bireyi zamanla iyi olmaktan da uzaklaştırır. Çünkü mükemmel olmaya çalışan birey zamanla iyi-kötü , mükemmel-çok kötü kavramlarını doğru şekilde muhakeme edememeye başlar. Bu yüzden de mükemmel olmaya çalışmak aslında kendi içinde bir paradoksa dönüşür. Birey mükemmel olmaya çalıştıkça sorunlar yaşar ve mükemmellikten uzaklaşmış olur. Mükemmel olmamaya çalıştıkça da kendini eksik hisseder.
Bu sebeplerden dolayı iyi olmak daima mükemmel olma isteğinden daha işlevseldir.

Mükemmelliyetçi bir yapınız olduğunu düşünüyorsanız profesyonel destek almanızı tavsiye ederim.

17/12/2022

Bir sorun hakkında çözüm bulduğunuzu düşünmeniz, harekete geçmediğiniz sürece aslında çözüm bulup bulmadığınızı bilmediğiniz anlamına gelir.

Harekete geçilmeyen, davranışsal olarak üzerinde çalışılmayan sorunlar zamanla sizin için daha büyük problemlere yol açabilir.

Bir sorunu çözmek için emek vermek, eylemde bulunmak, hızlı şekilde üzerinde çalışmak ve sonuçlandırmak gerekir.

11/12/2022

İnsanlar duygusal bir varlıklardır. Aynı durumlara karşı farklı duygular hissedebilirler. Aynı durumlara karşı farklı duygular hissetmek her insanın iç dünyasının farklı olduğunu, bu dünyalara göre düşündüğünü, hissettiğini ve hareket ettiğini gösterir.

Bazen bir durum yaşanır da, siz “ başkaları bu durum karşısında kaygılanmıyor ben neden bu kadar stresliyim “ dersiniz ya hani. İste bu sizin bazı konularda farklı hissettiğinizi gösterir.
Bu durum çoğu zaman psikolojik bir sorun değildir. Kendinizi daha iyi tanımanız gerektiğini gösteren bir ipucudur.

Birey kendi iç dünyasını tanıdıkça bu tip sorunlar artık sorun olmaktan çıkıp sebebi olan bir sonuç olarak görünmeye başlayacaktır.

05/12/2022

Ve her doğru her zaman söylenmez.

Yanlış yerde ve yanlış zamanda söylediğiniz doğrunun hiçbir değeri yoktur.

Bu yüzden insanlarla iletişim halindeyken kullandığınız cümlelere ya da anlattığınız olaylara dikkat edin.

Konuştuğunuz konu bulunduğunuz ortama uyumlu değilse bu durum ilerde hoşunuza gitmeyecek sonuçlar doğurabilir.

Çok düşünüp az konuşmanın, çok dinleyip çok düşünmenin kazanınımızı zamanla anlayacaksınız.

24/11/2022

24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu Olsun.

11/11/2022

Antisosyal kişilik bozukluğu ve asosyal kişilik bozukluğu sürekli olarak karıştırılan iki kişilik bozukluğu tipidir.
Bu iki kişilik bozukluğu arasında uçurum denebilecek kadar farklar vardır.
Antisosyal kişilik bozukluğu tanısı almış bir birey ; kendisine ve çevresine zarar vermekten çekinmez hatta bundan zevk alabilir. Toplum ve ahlak kurallarını pek fazla önemsemez. Agresif ve kavgacı bir tutumdadır. Bu tutumudan pişman olmaz.

Asosyal kişilik bozukluğu tanısı almış bir birey ise sosyal temaslardan kaçınmak ister. Yalnız kalma isteğinden değil, insanlar tarafından eleştirileceği ve utandırılacağı korkusundan dolayı sosyal ilişkilerden uzak durur..

10/10/2022

09/09/2022

İnsanlarla ilişkiler kurarken herkesin aynı davranıştan aynı şeyi anlamayacağını, herkesten aynı şeyi beklemeyeceğinizi, herkesin sizden aynı şeyi beklemediğini unutmayın.

Kuracağınız ilişki tarzını belirlemeniz, karşıdaki insanın bu ilişki tarzına uygun olup olmayacağını anladıktan sonra bu yaklaşımı sürdürmeniz daha doğru olacaktır.

Toplumumuzda her insana aynı davranmak bir erdem gibi kabul edilir. Ancak her insana farklı davranmanız sadece sizin için değil karşı taraf için de daha tatmin edici ve faydalı olacaktır.

İnsanlarla kurduğunuz ilişkilerin temelini onlara karşı davranışlarınız ve tutumlarınız belirler. Davranış ve tutumlarınızla kurmak istediğiniz ilişkinin derecesini belli etmeye çalışırsınız. Ancak karşı tarafın yanlış algılama ihtimali de vardır. Genelde bunu göz önünde bulundurmayız ve herkesin bizim gibi düşündüğünü ya da algıladığını varsayarız. Çok fazla samimi, sıcak ve yakın davrandığınız birinden samimiyet ve sıcaklık beklersiniz. Ama o kişinin ilişkiye bakışı bambaşka olabilir. Hatta siz fark etmeseniz bile davranışınızdan rahatsız dahi olabilir.

İnsanlarla ilişki kurarken biraz ağırdan almak, bazen detaycı olmak ve empati yaparak ilerlemek çok daha sağlam ilişkiler kurmanızı sağlar.

04/09/2022

Bir insanın olgunluğu o insanın birden çok özelliğinin toplamıyla ölçülür.
Hayata bakışı, hayattan beklentisi, insanlardan beklentisi, insanlara karşı olan davranışları, öfke kontrolü, sosyo-kültürel seviyesi, istekleri gibi daha bir çok özelliğinin toplamı o insanın olgunluk derecesini belirler.
Bu özelliklerden biri de öfke kontrolüdür. İnsan yeri geldiği zaman öfke duygusunu yaşaması hissetmesi gereken bir varlıktır. Bundan kaçamaz, önüne geçemez ya da yok sayamaz. Çünkü öfke bir duygudur ve duygular düşüncelerin sonucunda oluşur. Tüm düşünceler de istemli olarak gelmediği için öfke de bir düşüncenin sonucunda mutlaka ortaya çıkacaktır. Ancak öfkeyi yönetmek insanın kendi elinde olan bir durumdur.

Öfkeyi yönetmek, öfkeyi yönlendirmek, öfkeyi boşaltmak, öfkeyi başka bir şeye kanalize etmek. Bu kavramların üzerinde tek tek duracak olursak çok uzun yazılar yazmamız, bu durumları detaylıca irdelememiz gerekecektir. Bu yüzden bu yazıda sadece öfkeyi yönetmek üzerinde durmamız daha makul olur.

İnsan, otonom ya da istemli şekilde gelen öfkesini atmak, yatıştırmak ya da geçirmek için daima bir yol bulmuştur. Bu yol bazen kendisine veya çevresine zarar verirken bazen de o öfkeyi kabullenip normalize ederek sorunsuz şekilde atlatmasını sağlar. Sorunsuz şekilde öfkeyi kabullenip normalleştiren insan öfke kontrolü özelliğini olgunluk seviyesine çıkarmış insandır. Öfke kontrolü sorunu yaşayan insanların bir ruh sağlığı uzamanından destek alması öfke kontrolünü anlaması içselleştirmesi ve kendi yolunu bulması daima faydalı olacaktır.

21/08/2022

Biliçdışı halk arasında bilinçaltı da denilen insanın düşünce, davranış ve duygularını belirleyen alt benliktir.

Bilinç dışı, Sigmund Freud'un psikanaliz kuramında geliştirilmiş bir kavramdır. Buna göre; bilinç yapısı ikili bir nitelik taşır, yani görülen bilinç durumlarının gerisinde çok daha derinde ve görünmez bir bölgede işleyen başka bir yapı daha söz konusudur. Bu bölgenin adı bilinç dışıdır ve bilinç durumunu etkileyen asıl şey bu yapıdır.

Bilinç düzeyinde herhangi bir sorun, sıkıntı ya da problem olmamasına rağmen mutsuz ve keyifsiz bir yaşantınız varsa bu sorunun kaynağı bilinçdışınızdadır.

Bilinçdışını en basite indirgeyerek anlatmak istersek şöyle diyebiliriz;
Sizin hayata bakış, hayattan beklentiniz, duygularınız, düşünceleriniz, dini görüşünüz, siyasi görüşünüz ve buna bağlı tutumlarınız, okul geçmişiniz, aile geçmişiniz, travmalarınız, sevdiğiniz renk, müzik tarzınız, tuttuğunuz takım, inandığınız batıl inançlar, sevdiğiniz aktiviteler, sevmediğiniz yemekler. Kısacası farkında olduğunuz ve farkında olmadığınız sizi siz yapan her şeydir.

Birey düşünce ve davranışlarının nerden ve nasıl geldiğini bilmek istiyorsa kendisini keşfetmesi gerekir. Bunun içinde kendi psikanalizinizden geçmesi, gerçek kendini bulması gerekir.

14/08/2022

Alışkanlıklarımızı değiştirmek bazen bizim yürüdüğümüz yolu değiştirecek. Bazen yürdüğümüz yolu kolaylaştıracak.

Bazı kişilik ya da karakter özelliğimiz sandığımız davranışlarımızın sadece
alışkanlıklarımız olduğunu biliyor muydunuz ?

Günlük hayat içerisinde bazı düşünce ve davranışlarımızı etraflıca düşünüp analiz etmeyiz. Onları kişilik örüntümüzün bir parçası olarak görür “ ben böyleyim “ deriz.
Tabiki “ ben böyleyim” derken de ciddi manada “ ben böyleyim “ ‘i destekleyecek yüzlerce olay hatırlar ve bunun böyle olduğuna daha fazla inanır bu düşüncemiz daha fazla güçlenir.

Psikoterapi size “ ben böyleyim “ dediğiniz ne varsa bu durumun bir alışkanlık ya da şartlanma olduğunu sunabilir ve değiştirmenize yardımcı olabilir.

İşlevselliğinizi bozan ya da sevmediğiniz alışkanlıklarınızı değiştirmek için bir profesyonelden destek alabilirsiniz.

07/08/2022

Sınır çizmek sizi de karşınızdakini de aranızdaki ilişkiyi de korumak demektir. İnsanlarla ilişkilerinizde belirlediğiniz sınırları karşı tarafa belirtmeniz yanlış bir durum değildir. Tam aksine onunla sağlıklı bir ilişki yürütmek için istediğiniz koşulu göstermeniz demektir.
Bu çekilen sınır ( ayarladığınız mesafe ) kişiden kişiye, durumdan duruma, olaydan olaya göre değişkenlik gösterebilir.

Peki bu sınırın derecesinin doğru olup olmadığını nasıl anlayabilirim ?

Çektiğiniz sınır karşınızdaki kişiyle sağlıklı ve tatmin edici bir ilişki yürütmenizi sağlıyorsa, karşınızdaki kişi tarafından da rahatsız edici bulunmuyorsa doğru mesafeyi ayarlamışsınız demektir. Ancak çektiğiniz sınır sadece sizi ya da sadece karşı tarafı tatmin ediyorsa bir süreden sonra sorun yaşama ihtimaliniz çok yüksektir.

Bazen sınırlar bizim için tatmin edici olur bazen sadece karşı taraf için. Ama bazen de iki taraf sınırın , mesafenin ne olduğu dahi anlayamaz. Sorunu başka yerlerde arayabilir.

Bu konu kişiden kişiye göre ya da kurulan ilişkiden ilişkiye göre çok değişkenlik gösterebileceği için bir profesyonelden destek almanız size en doğru sınırı nasıl çizebileceğiniz hakkında doğru yargılara götürecektir.

18/07/2022

Terapilerde danışanlar sıkça bir sorunun ya da hissedilen bir duygunun sebebini ve çözümünü sorarlar.
Yaşanılan sorunların ne olduğunu, neyden kaynaklandığını ve nasıl çözümlenebileceğini anlatan bir çok psikoterapi kuramı vardır.

Peki bu kadar kolaysa neden insanlar neden sorunlarının sebeplerini hızlıca anlayamaz ve kolayca çözemezler ?

Bunun sebebi terapi yönteminin aynı olmasına karşılık her bireyin bilinçdışının aynı olmamasıdır.
Terapist danışanının sorununa göre mevcut psikoterapi metodunu marangoz gibi işlemeli ve sunabilmelidir.

Bireyin;
Mevcut sorununa karşı bakışı, sorundan rahatsız olma düzeyi, sorunu yaşarken yaşadığı duyguları düşünceleri ve davranışları, soruna karşı direnci o sorunun çözümü için yeterli olmayabilir.

Bu yüzden bireyin;
Hayata bakışı, hayattan beklentisi,travmaları, düşünceleri, içinde yetişmiş olduğu kültür,benlik algısı gibi belki de onlarca faktör mevcut sorunu etkileyen faktör olabilir.

İşte tam da burda terapistin ustalığı devreye girer. Terapist elindeki tüm verilerle psikoterapi metodunu birleştirip “ kişiye özel olarak “ danışana neyin neyden ne şekilde kendisi için sorun oluşturduğunu tespit edip çözüm yolları çıkarır ve psikoterapi süreci şekillenmiş olur.

06/07/2022

Bazen, karşımızdaki kişiyi izlerken, dinlerken içimizden “Aslında kendiyle, söyledikleriyle ne kadar tezat biri”, “Hiçte söylediği gibi davranmıyor”, “Kendisine haksızlık ediyor, aslında ne kadar iyi biri”, “Kendisini ne kadar da abartan biri”, “Kendisini ne kadar da küçük gören, güvensiz biri” gibi cümleler geçiririz ve çoğu zaman da bu düşüncelerimizi yakınlarımızla paylaşırız.
Belki onlardan da benzer geri bildirimler duyarız. Karşımızdaki kişinin kendini olduğu gibi sunmama, yanlış sunma, sunduğunun farkında olmama ihtimali varsa bu ihtimal bizim için de geçerli değil midir? Ya, biz de kendimizin farkında değilsek? Ya kendimizi tanımıyorsak? Tanıdığımızı sanıyor, kendimizden kaçıyor ve kendimizi kandırıyorsak?

Kendini tanıma yolculuğu için psikoterapi

Kendini tanımak, bilmek ve kendini gerçekleştirmek birbirine hem yakın hem de felsefi ve psikolojik açıdan farklı kavramlar. Biz bugün daha çok kendini tanıma meselesi üzerinde durmak istiyorum. Her ne kadar “yeterli olma ihtimali olmasa dahi “.

Ben kimim? Hiçte kolay değildir bu soruyu cevaplamak. Kendini hem yargılamak hem de bu yargılama sürecinde merhameti elden bırakmamak o kadar da kolay değildir. Sancılı bir süreçtir. Kendini tanımaya yolculukta eşlik edecek en iyi yollardan biri olarak psikoterapiyi örnek verebiliriz. Psikoterapi kişinin kendine, kendini yaratım sürecine, kendinin parçalarına, bütününe ve ayrı ayrı ruh hallerine geniş perspektiften bakma imkânı sunar. Bu bağlamda ister psikoterapi ile olsun ister yalnız başımıza, kendimizle muhabbetimizi yitirmeden, kendimize sorular sormaya devam etmemiz kendimizi tanıma yolculuğunda bize iyi bir referans noktası olacaktır.

Peki sizce bu kadarı yeterli olacak mıdır ?

Asla olmayacaktır. Şimdiye kadar görmediğin, bilmediğin bir çok aktivite, hobi, spor vb şeyler oldu. Şimdiye kadar tatmadığın bir çok zevk, hayat perspektifi ve beklentin var.

İşte tam da bu yüzeden kendini tanıma kavramını bir süreç olarak görebilmeliyiz. Ömrünün son günene kadar hergün biraz daha tanırsın kendini. Her deneyiminde her yaşında her farklı bakışında biraz daha tanırsın kendini.

Bu yüzden bu kendini tanıma yolunda psikoterapi senin için bir araç olacaktır.

26/06/2022

İnsanlar hayallerindeki kişiyi oluşturabilmek için bilinçli ya da bilinç dışı düzeylerde sizi manipüle edebilirler. İstedikleri gibi hissedin, düşünün ve davranın isterler. Bu manipülasyonlar bazen fakedilir bazen farkedilemeyecek bir düzeyde olur. Şayet algınız manipüle edilmemeye açıksa durumu erken farketme ihtimaliniz yüksek olur.

Şayet farkedememiş olsanız dahi özbenliğiniz ve olmaya çalıştığınız kişilik örüntüsü arasındaki çatışmayı hissedeceksinizdir. Bu çatışmayı hissetmeye başlayınca kendiliğinizi iyi sorgulamanız gerekir. Yeterli bilgi düzeyine sahip değilseniz bu sorgulamalarla başedememeye başlarsınız. İşte burada bir profesyonelden destek almanız şart olur.

09/06/2022

Süreğen depresif bozukluk ya da kronik depresyon olarak da bilinen distimi; kişide bulunan depresyon halinin sürekli bir hale gelmesi ve arada hiçbir düzelme periyodunun olmaması durumudur. Kronik depresyona sahip olan kişiler, içinde bulundukları depresif ruh halinden birkaç haftalığına veya bir aylığına kurtulabilirler. Fakat kişilerin kendilerini iyi hissettikleri bu dönem 7-8 haftayı geçmez. Kişi, bu kısa iyileşme döneminden sonra tekrar depresif ruh haline geri döner. Bununla beraber distimi yaşayanlar, genel olarak kendilerini derin bir umutsuzluk içinde hissederler. Yaptıkları aktivitelerden zevk alamazlar, dış dünyaya kendilerini kapatırlar ve bulundukları iş ortamındaki verimlilikleri düşer. 

Distimi, erkeklere kıyasla kadınlarda daha sık görülen bir psikolojik bozukluktur. Bu rahatsızlıktan muzdarip birey; yaptığı işlere konsantre olamadığını hisseder, çoğu şeye karşı ilgisini kaybeder ve kendisini büyük bir çıkmaz içinde görür. Bu sebeplerden dolayı distimi, kişinin yaşam kalitesini büyük ölçüde etkileyen bir psikolojik rahatsızlıktır.

Kişinin uzun süre boyunca geçmeyen depresif bir ruh halinde olduğu kendisi ya da çevresi tarafından anlaşılır anlaşılmaz, vakit kaybetmeden uzman bir psikoloğa veya psikiyatriste danışılması gerekmektedir. Zira distimi, tedavi edilmeyip akışına bırakıldığında kişinin hayatında yıkıcı etkiler bırakabilen bir hastalıktır. 
Her ne kadar majör depresyon ve distimi birçok kişi tarafından bağdaştırılsa da, majör depresyonun yanı sıra tekrarlayan depresyon, anksiyete bozukluğu, kişilik bozukluğu, kronik yorgunluk ve dikkat eksikliği gibi psikolojik hastalıklar da distimi ile benzer özellikler gösterir. Bu hastalıklar kimi zaman distimi ile karıştırılır, kimi zaman ise kişi aynı anda hem distimiye hem de bahsedilen bu diğer hastalıklara sahip olabilir. Distimiyi kişide uzun süre boyunca yerleştikten sonra tedavi etmek, büyük çaba isteyen bir süreçtir. Bu yüzden distimi tedavisinde erken teşhis büyük önem arz etmektedir.

05/06/2022

Özgürlük, medeniyetin kendi sınırları içinde insana sunduğu alandı. Ve insan kendisine bir şey içinde sunulduğunda, bulunduğu durumdan daha fazlası olarak görürse bunu hep doğru olarak kabul etti.

Özgürlük ne medeniyetin size sunduğu kadar ne de içinde bulunduğunuz toplumun size dayattığı kadardır. Özgürlük kendinize ve çevrenize zarar vermediğiniz müddetçe özbenliğinizin istediği kadardır.
Bu bazen sınırların çok ötesinde görünse bile.