12/04/2018
Bu Yazıyı Okuyun Önce Sağlığınız Sonra Hayatınız Değişsin! Eczacınız Tavsiye Ediyor!
Bunları Biliyor muydunuz?
-Vücudumuzda yaklaşık 100 trilyon civarında hücre, bunun 10 misli kadar da faydalı bakteri olduğu düşünülüyor.
-Şuana kadar bu faydalı bakterilerin yaklaşık 10 bini bilimsel olarak tespit edilmiş durumda.
-Bu faydalı bakteriler derimizde, ağzımızdan anüse ve akciğerlere kadar uzanan mukus tabakasında, va**na ve bağırsaklarımız da bulunuyor. Yani deyim yerindeyse en önemli varlığımız çoğumuzun adını telaffuz ederken tiksindiği sümüksü sıvımız.
-Bu faydalı bakterilerin bir arada bulunması ile oluşan yapı bakteri florası ya da mikrobiyota olarak isimlendiriliyor.
-Bu faydalı bakterilerin en fazla yer aldığı organımız bağırsaklarımız ve her insanın bağırsaklarında yaklaşık 2 kg civarında faydalı bakteri bulunuyor.
-Bağırsaklar tıp dünyası tarafından vücuttaki ikinci beyin olarak kabul ediliyor. Zira bağırsaklarımızda bakteri florası bozulduğunda toksik(zararlı) maddelerle vücudumuz mücadele edemiyor ve bağırsaklardan b ve k vitamini gibi vitamin ve minerallerin emilimi gerçekleşmiyor.
-Bakteri florası (faydalı bakteriler) vücutta aynı bir conta vazifesi görüyor ve oluşturduğu koruyucu bariyer sayesinde zararlı bakterilere geçit vermiyor.
-Ve sıkı durun bugün dünya üzerinde var olan hastalıkların çok önemli bir kısmının sebebi bozulmuş bakteri florası (mikrobiyota). Normal şartlarda bu bakteriler vücutta bir denge halinde ve güllük gülistanlık yaşarken mesela antibiyotik kullanımı ile denge bozuluyor. Ya da ishal, kusma, uzun süren kabızlık vb sindirim sistemi bozuklarında bu denge ortadan kalkıyor.
PEKİ NE YAPMALIYIZ?
1- Anneler olarak sezeryanla doğum yerine normal doğumu tercih etmeliyiz. Çünkü bir yaradılış mucizesi olarak anne rahmi / va**nası vücuda faydalı binlerce bakteri içeriyor. Normal doğum sırasında bebeğin vücudu bakterilerce zengin sıvı tarafından kaplanıyor ve çocuğun ilk ağlaması ve nefes alışverişi sonrasında bakteri florası (mikrobiyotası) oluşuyor.
Oysa sezeryanla doğumda cerrahi operasyonla bebek anne karnından alındığı için bu mümkün değil. Ve yapılan tüm bilimsel çalışmalar gösteriyor ki sezeryan ile doğan çocuk normal doğum ile dünyaya gelen çocuğa göre hastalıklara en az 2, hatta bazen 3-4 kat daha kolay yakalanıyor.
2- Mikrobiyotanın insandan insana geçtiği yani faydalı bakterilerin bir başka insana nakledildiği en kolay yol tükrük. Bu sebeple anneler rondo vb ürünler çıktığından beri peygamberimizin de bir sünneti olan büyük parçalı gıdaları çiğneyip çocuklarına vermiyor. Aksine bunun bir hijyen sorunu olduğunu düşünüp rondo vb ev aletleri kullanıyor. Oysa bugün bilim adamları anneleri tarafından ağızda küçük parçalara ayrılan gıdaları tüketen çocukların çok daha sağlıklı büyüdüğünü tespit etti. Çünkü bu çocuklar annelerinin tükrükleri vasıtasıyla faydalı bakterileri kazanıyor.
3- Eşinizle bol bol öpüşün. Evet yanlış duymadınız üzüm üzüme baka baka kararır sözünde olduğu gibi birbirini öpen eşlerin miktobiyotaları tükrük yoluyla birbirlerine aktarılıyor.
4- Fermente yiyecekleri tüketelim (turşu, boza, şıra, tarhana, sirke, fermente süt ürünleri)
5- Doktorunuza veya eczacınıza danışarak uygun bir probiyotik takviyesi alalım.
6- Egzersizin sağlıklı Bağırsak Mikrobiyota’sını sağladığı yapılan çalışmalarda gösterilmiş. Yürüyüş en güzel egzersizdir.
7- Lifli gıdalar bağırsaktaki faydalı bakterilerin çoğalmasına yardımcı olurlar. Lifli gıdalar tüketelim.
8- Omega-3 takviyeleri bağırsak sağlığımızı güçlendirir.
9- Fruktozdan zengin doğal olmayan işlenmiş, gıdalardan uzak duralım. Bağırsak floramızı bozar. (Hazır limonata, soğuk çay, gazlı içecekler, kremalı bisküviler vs)
10- Çin tuzu olarak bilinen “Monosodyum glutamat” içeren gıdalardan uzak duralım.
11- D vitamini seviyelerimize baktıralım gerekirse doktor kontrolünde takviye yapalım. Bizi bağırsak polip ve kanserlerinden korur.
D vitamininin en önemli kaynağı güneş ışığıdır.
Dikkat!! Eczanenizden temin edeceğiniz farklı probiyotik kombinasyonları ile sindirim sisteminizdeki ishal, kusma, kabızlık, gaz, şişkinlik gibi rahatsızlıkların önüne geçebilir ya da sizin ve çocuklarınızın bağışıklık sistemini güçlendirebilirsiniz.
Yapılan bilimsel çalışmalara göre 4 aylık düzenli probiyotik kullanan çocukların ve yetişkinlerin enfeksiyonla baş edebilme gücü 2 kat artarken, enfeksiyonu atlatma (nekahat) süresi en az 2 gün azalıyor.
Ecz. Muhammed Emin Erbek'ten / 12 Nisan 2018