http://www.etkipsikoloji.com.tr/

Uzm. Psikolog İlker Güzelordu, Esenevler Mahallesi 445. Sokak No:6 Safa Apt Zemin Kat Daire: 5, Samsun (2025)

29/01/2025

Zeka Testleri Neden Rastgele Yapılmamalıdır?

Zeka testleri (IQ testleri), bireyin bilişsel yeteneklerini ölçmek için kullanılan bilimsel araçlardır. Ancak bu testler herkesin dilediği zaman, dilediği şekilde uygulayabileceği basit bir ölçüm değildir. İşte zeka testlerinin rastgele yapılmaması gerektiğine dair önemli noktalar:

✅ Amaca Uygunluk: Zeka testleri, belirli ihtiyaçlar doğrultusunda uygulanmalıdır. Örneğin, öğrenme güçlüğü veya nörolojik bir değerlendirme gibi durumlarda kullanılır. Sadece merak gidermek için yapılan testler yanlış sonuçlara yol açabilir.

✅ Uzman Tarafından Uygulanmalı: Standart bir IQ testi, eğitimli psikologlar tarafından uygulanmalı ve yorumlanmalıdır. İnternette bulunan rastgele testler genellikle güvenilir değildir ve bilimsel geçerliliği yoktur.

✅ Doğru Ortam ve Koşullar Gerekir: IQ testleri, dikkat dağıtıcı unsurların olmadığı, sakin ve standart bir ortamda uygulanmalıdır. Kişinin yorgun, stresli veya hasta olması sonucu doğrudan etkileyebilir.

✅ Tek Başına Yeterli Değildir: Zeka sadece bir sayı ile ölçülemez. Bireyin sosyal, duygusal ve pratik zekası da gelişiminde büyük rol oynar. IQ puanı yüksek olan biri her alanda başarılı olacak diye bir kural yoktur.

⚠ Unutmayın: Yanlış uygulanan veya yanlış yorumlanan bir IQ testi, birey üzerinde olumsuz psikolojik etkiler bırakabilir. Zeka testlerinin bilimsel çerçevede ve uzman kontrolünde yapılması en sağlıklı yaklaşımdır.

08/01/2025

🌟 Ergenlik Dönemindeki Çocuğunuzla Sağlıklı İletişim Kurmanın Yolları 🌟

Ergenlik dönemi, hem gençler hem de ebeveynler için zorlu bir süreç olabilir. İşte bu dönemi daha kolay ve sağlıklı bir şekilde atlatmanıza yardımcı olacak öneriler:

1️⃣ Dinleyin, Yargılamayın:
Ergenlik döneminde gençler, düşüncelerini ve duygularını paylaşmak ister. Onları anlamaya çalışın ve eleştirmeden dinleyin.

2️⃣ Net ve Sevgi Dolu Sınırlar Koyun:
Sınırlar, güven verir. Ancak bu sınırlar sevgiyle desteklenmelidir. Örneğin, “Saat 10’da evde olmanı istiyorum çünkü bu saatte güvende olmanı önemsiyorum.”

3️⃣ Bağımsızlıklarını Destekleyin:
Ergenlik döneminde gençler, kendi kimliklerini oluştururken hata yapabilir. Onlara rehberlik edin, ancak kontrol etmeyin.

4️⃣ Duygularını Kabul Edin:
“Bu yaşta bunları hissetmen normal.” gibi ifadeler kullanarak duygularını anlamalarına ve kabul etmelerine yardımcı olun.

5️⃣ Örnek Olun:
Sağlıklı iletişim, stres yönetimi ve sorumluluk alma konularında onlara örnek olun. Çünkü onlar, söylediklerinizden çok yaptıklarınıza bakar.

🌟 Unutmayın: Ergenlik dönemi, bir gelişim sürecidir. Onlara sevgi ve destekle yaklaşmak, hem sizi hem de onları güçlendirecektir. 🌟

📌 Daha fazla bilgi ve öneri için sayfamızı takip etmeyi unutmayın!

19/12/2024

”Küçük Çocuklara Şaka Yaparken Dikkat Edilmesi Gerekenler”

Ebeveyn olarak çocuğunuzla eğlenmek ve bağ kurmak harika bir şey! Ancak küçük çocukların şaka algısı, yetişkinlerden oldukça farklıdır. Şakalarınızın olumsuz psikolojik etkiler yaratmaması için şu noktalara dikkat edin:

🔹 Yaşa Uygun Şakalar Yapın: Çocuğun yaşını ve gelişim düzeyini göz önünde bulundurun. Soyut şakalar yerine basit ve somut şakalar tercih edin.

🔹 Alaydan Kaçının: Çocuğun yetenekleri, görünüşü veya hataları üzerinden yapılan şakalar, özsaygısını zedeleyebilir.

🔹 Tehditkar Şakalar Kullanmayın: “Seni burada bırakırım” gibi şakalar, çocuğun terk edilme korkusu yaşamasına neden olabilir.

🔹 Şakayı Açıklayın: Eğer çocuk şakayı anlamadıysa ya da yanlış anladıysa, sakin bir şekilde açıklayın.

🔹 Empati Gösterin: Çocuğunuzun duygusal tepkilerini dikkate alın. Rahatsız olduğunu hissederseniz, özür dileyerek güveni yeniden inşa edin.

Unutmayın, doğru şaka anlayışı çocukla ilişkinizi güçlendirir ve onun mutlu bir birey olmasına katkı sağlar!

22/11/2024

Babalar ve Çocuklarının İçindeki Işık

Her çocuğun içinde bir ışık vardır; saf, eşsiz ve dünyayı aydınlatmaya hazır bir ışık. Bu ışık, bir çocuğun hayal gücünden, sevincinden, keşfetme arzusundan ve sevgi dolu kalbinden beslenir. Babalar, bu ışığı ilk fark eden, ona gözleriyle hayat veren kişilerdir.

Bir baba, çocuğunun içindeki ışığı yalnızca görmez; onu büyütmek, korumak ve daha da parlak hale getirmek için çabalar. Babalar, bazen bir kahraman, bazen bir yol arkadaşı, bazen de bir gölge gibi sessiz bir destekçidir. Çocuğunun ilk adımını atarken gözlerindeki o parıltıyı yakalar, başarısızlık anlarında sönmeye yüz tutan ışığı sabırla yeniden alevlendirir.

Babaların ışığı, çocuklarının hayatındaki güven kaynağıdır. Bu ışık, “Sen başarabilirsin” diyen bir bakışta, “Yanındayım” diyen bir el tutuşunda ya da sessiz bir kucaklaşmada kendini gösterir. Babalar, çocuğunun içindeki ışığın yol göstericisi olurken, kendi ışıklarını da çocuklarına bırakır. Çünkü her baba, çocuğunda kendi sevgisinin ve umutlarının yansımasını görür.

Baba ve çocuk arasındaki bağ, iki ışığın birbirini beslediği eşsiz bir dans gibidir. Baba, çocuğunun ışığına bakarken güç bulur; çocuk ise babasının ışığıyla büyür, hayata karşı cesaretle yürür. Bu bağ, ne mesafeyle ne de zamanla silinir. Çünkü bir babanın sevgisi, çocuğunun ışığında sonsuza kadar yaşar.

Babalar ve çocuklar… Birbirlerinin gözlerinde parlayan, hayatı anlamlandıran ışıklar.

10/11/2024

📌 Öğrenilmiş Çaresizlik: Nedir, Nasıl Üstesinden Gelinir?

Öğrenilmiş çaresizlik, bireyin kontrol edemediği olaylar karşısında kendini güçsüz hissetmesi ve tekrar eden başarısızlık deneyimlerinden dolayı çaba göstermeyi bırakması durumudur. Psikolog Martin Seligman’ın 1960’larda yaptığı deneyler bu kavramı ilk kez gündeme getirdi. Seligman, köpeklerle yaptığı deneylerde, kontrol edemedikleri şoklara maruz kalan köpeklerin, kaçma fırsatı verilse dahi kaçmadığını ve çaresizce durduklarını gözlemlemiştir. Bu, insanlarda da benzer şekilde, zorlayıcı yaşam olayları karşısında mücadele gücünün azalması şeklinde ortaya çıkar.

🔹 Kimlerde Daha Sık Görülür?
Yapılan araştırmalar, özellikle 15-24 yaş aralığındaki gençlerin öğrenilmiş çaresizliğe daha yatkın olduğunu gösteriyor. Ergenlik ve gençlik döneminde yaşanan sınav kaygısı, sosyal çevre baskısı gibi faktörler, bireylerde çaresizlik duygusunun gelişmesine zemin hazırlayabiliyor.

🔹 Psikolojik Yardımın Önemi
Öğrenilmiş çaresizlik, bireyin sosyal yaşamını, akademik başarısını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Bu durumla başa çıkmada psikolojik yardım almak oldukça etkili olabilir. Psikoterapi süreçlerinde, bireylere baş etme mekanizmaları kazandırılarak olumsuz düşünce kalıplarını dönüştürmek mümkündür. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) gibi bilimsel olarak desteklenmiş yöntemler, öğrenilmiş çaresizlik döngüsünü kırmada oldukça etkilidir.

🌱 Unutma, çaresiz hissettiğin anlarda destek alman ve adım atman, değişimin başlangıcı olabilir!

🔍

08/11/2024

“Ev Arkadaşı Sendromu: Aynı Evi Paylaşan Çiftler İçin Romantizmi Canlandırma Rehberi”

Uzun süreli ilişkilerde “ev arkadaşı sendromu” sık karşılaşılan bir durum. Günlük işlerin yoğunluğu, sorumluluklar ve monotonluk derken çiftler kendilerini sadece aynı evi paylaşan oda arkadaşları gibi hissedebiliyor. Romantizmi yeniden canlandırmak ve ilişkiyi güçlendirmek için küçük ama etkili adımlar atmak mümkün.

Birlikte yeni aktiviteler planlayın, baş başa kaliteli zaman geçirin ve birbirinizi yeniden tanımaya zaman ayırın. İlişkinize ilgi göstererek romantizmi geri getirin!

Aşkı canlı tutmak emek ister. Bugün partnerinize biraz daha yakınlaşmayı deneyin ve ilişkinizde yeni bir sayfa açın.

Kaynak: Psychologytoday.com

07/11/2024

Ebeveynlikte Kısır Döngü: Suçlayıcı Davranışların Nesiller Boyu Aktarımı

Birçok ebeveyn, kendi çocuklarına istemeden de olsa suçlayıcı davranışlar sergileyebiliyor. Bu durumun kökleri genellikle geçmişlerine, yani kendi ebeveynlerinden gördükleri davranışlara dayanıyor. Çocukken sürekli eleştirilen ya da suçlanan bireyler, yetişkinliklerinde aynı tavrı çocuklarına yansıtabiliyor. Bu, nesiller boyunca devam eden bir kısır döngü haline geliyor.

Kendi çocukluğumuzu anlamak, bu döngüyü kırmak için önemli bir adım olabilir. Ebeveynlikte suçlamadan ziyade anlamaya ve desteklemeye odaklanmak, daha sağlıklı ve güven dolu ilişkiler kurmamızı sağlar. Unutmayın, geçmişi değiştiremeyiz, ama bugünkü davranışlarımızı fark edip dönüşebiliriz.

Kendi çocukluk deneyimlerini fark etmek, bilinçli bir ebeveynlik için ilk adımdır. Bu döngüyü kırmak için önce kendimizi tanıyalım, sonra çocuklarımızı anlamaya çalışalım.

22/10/2024

Cinsellik, insan doğasının doğal bir parçasıdır ve utanılacak ya da gizlenecek bir konu değildir. Ancak, birçok kültürde bu konu hakkında konuşmak hala tabu olarak görülüyor. Oysa sağlıklı ilişkilerin temelinde, cinsellik hakkında açık ve dürüst bir iletişim kurmak yatıyor.

🌱 Neden Cinsellik Tabu Olmamalı?
Cinsellik hakkında konuşmak, bireylerin hem kendilerini hem de partnerlerini daha iyi tanımalarına olanak sağlar. Bu, ilişkilerde empatiyi ve anlayışı güçlendirir. Utanç duygusuyla konuşulmayan cinsellik, yanlış bilgiye ve sağlıksız tutumlara yol açabilir.

🧠 Bilimsel Gerçek:
Araştırmalar, cinsellik hakkında açıkça konuşan çiftlerin, cinsel yaşamlarının daha tatmin edici ve ilişkilerinin daha güçlü olduğunu gösteriyor. Bu, sadece fiziksel bir ihtiyaç değil, duygusal bağları da güçlendiren bir paylaşım alanı.

💬 Ne Yapmalı?

1. Partnerinizle cinsellik hakkında açık bir şekilde konuşun.
2. Kendi sınırlarınızı ve beklentilerinizi ifade edin.
3. Güvenli cinsel yaşam için bilgi sahibi olun ve bu bilgileri paylaşmaktan çekinmeyin.

Cinsellik hakkında konuşmak bir ihtiyaçtır, tabu değil. Sağlıklı bir cinsel hayat, daha sağlıklı bir yaşam demektir. 🌸

21/10/2024

Sağlıklı Boşanma: Çocuklarınızı Unutmayın

Boşanma kararı hayatınızın en zor anlarından biri olabilir, ancak bu süreci sağlıklı bir şekilde yürütmek, çocuklarınızın duygusal sağlığı açısından son derece önemlidir. Unutmayın, boşanmak sadece iki yetişkinin ayrılığı değildir; çocukların güvenli dünyasında da büyük bir sarsıntı yaratır.

🔹 Sağlıklı Boşanma Nasıl Olur?

1. Çocuklarınızı Bilgilendirin: Onlara neyin değişeceğini net ve yaşlarına uygun bir dille anlatın.
2. Birbirinize Saygı Gösterin: Ebeveynler olarak birbirinize saygılı davranmak, çocuklarınızın boşanmadan en az zararla çıkmasına yardımcı olur.
3. Destek Alın: Hem kendiniz hem de çocuklarınız için bir uzmana başvurmayı düşünün. Boşanma sürecinde aile danışmanlığı almak, süreci sağlıklı atlatmanıza yardımcı olabilir.

🔸 Sağlıksız Boşanmanın Zararları 🔸

Kavgaların ve çatışmaların yoğun olduğu boşanmalar, çocuklarda kaygı, güvensizlik ve davranış sorunlarına yol açabilir. Sürekli tartışan ebeveynler, çocukların gelecekteki ilişkilerine de olumsuz yansıyabilir. Çocuklar, boşanmanın kendileriyle ilgili olmadığını bilmelidir.

Sağlıklı bir boşanma, çocuklarınızın gelecekte güçlü ve sağlıklı bireyler olmasına katkı sağlar. Önemli olan, ayrılık sürecinde de ebeveyn olarak onların duygusal ihtiyaçlarını göz ardı etmemektir.

Destek Almak İçin:

☎️ 0534 987 4613

06/10/2024

Çocuklarınızın İnternet Kullanımını Takip Etmek Neden Önemli?

Günümüz dünyasında çocuklar, teknolojiyi her zamankinden daha fazla kullanıyor. İnternet; bilgiye ulaşmak, iletişim kurmak ve eğlenmek için harika fırsatlar sunarken, aynı zamanda bazı riskler de barındırıyor. Ebeveynler olarak çocuklarınızın internet kullanımını takip etmek, onları olası tehlikelerden korumanın en iyi yollarından biri.

Çocuklarınız neler yaşar ve maruz kalabilir?
• Siber zorbalık
• Uygunsuz içerik
• Sosyal medya bağımlılığı
• Gizlilik ihlalleri

Çocuklarınızın hangi sitelere girdiklerini, hangi platformları kullandıklarını gözlemlemek, onların dijital dünyada güvende kalmalarını sağlar. Unutmayın, kontrol önlem almanın ilk adımıdır.

01/10/2024

🎓 Sınav Kaygısı ile Başa Çıkmanın Etkili Yolları

Sınav kaygısı, birçok öğrencinin karşılaştığı yaygın bir sorundur. Yoğun stres altında zihinsel blokajlar yaşanabilir ve bu da sınav performansını olumsuz etkileyebilir. Ancak, sınav kaygısı ile başa çıkmak mümkün! İşte sınav kaygısını yenmek için 5 etkili yöntem:

1. Hazırlık ve Planlama: İyi bir çalışma programı, kaygıyı azaltır. Çalışmalarınızı parçalara ayırarak düzenli tekrarlar yapın ve konuları gözden geçirin. Planlı çalışmak, özgüveni artırır.
2. Nefes Egzersizleri: Sınav anında kaygıyı kontrol altına almak için birkaç derin nefes alın. Derin nefes, zihni sakinleştirir ve odaklanmayı kolaylaştırır.
3. Olumlu Düşünme: Kendinize güvenin! Sınav öncesinde olumsuz düşünceleri engelleyin ve başarıya odaklanın. “Başarabilirim” düşüncesi, kaygıyı hafifletir.
4. Molalar ve Egzersiz: Uzun süreli çalışmalardan sonra düzenli molalar verin. Fiziksel egzersizler stres hormonlarını düşürür ve zihninizi tazeler.
5. Uyku Düzeni: Yeterli uyku, sınav kaygısını azaltmanın en temel yollarından biridir. İyi bir uyku, zihinsel performansı artırır.

Unutma, sınav sadece bir süreçtir ve sen bu süreci yönetebilirsin! Zihnini ve bedenini bu önemli dönemde en iyi şekilde hazırlamaya çalış.

01/05/2024

Emeğin sönürülmediği güzel günlere!

Hasta la victoria siempre 👊🏻

Uzm. Psikolog İlker Güzelordu

29/01/2025

08/01/2025

19/12/2024

22/11/2024

10/11/2024

08/11/2024

07/11/2024

22/10/2024

21/10/2024

06/10/2024

01/10/2024

01/05/2024

Address

Opening Hours

Website

Alerts

Contact The Practice

Shortcuts

Share

Category