Terapisamsun Psikolojik Danışmanlık Merkezi

22/06/2025

Gün içinde kaç kez farkında olmadan kendini başkalarıyla kıyasladığını düşündün mü?
Biri başarılarından bahsederken, içten içe senin olmadıklarını hatırlatıyor.
Biri mutlu görünürken, senin eksik duygularını tetikliyor.
Oysa kimse sana “sen yetersizsin” demedi… ama bir yerlerde, bir zamanlar sen öyle hissettin.

Belki küçükken birinin “Bak, o ne güzel yapıyor” demesiyle başladı her şey.
Belki hep “daha fazlası” için zorlandın…
Ve artık, biri yanında hiçbir şey söylemese bile, içindeki kıyas sesi çoktan konuşmaya başlıyor.

Her başarı başkasınınsa, sen başarısızsın gibi…
Her mutluluk başkasınınsa, sen eksik kalmışsın gibi…
Ama gerçek şu ki, kimsenin hayatı senin eksiklerini tamamlamıyor.
Sen kendini sevmeyi öğrenene kadar, kimse “yeterlisin” diyemez sana içtenlikle.

Bazen durmak, bakmamak, kıyas yapmamak bir lüks değil; bir şefkat eylemidir.
Çünkü senin yolun, sadece sana ait.
Ve bu yol, başka birinin parmak izine değil; senin adımlarına göre şekillenmeli.
PSİKOLOJİK DANIŞMAN VE
AİLE TERAPİSTİ
ŞERİFE KAPLAN

22/06/2025

Bazı insanlar yorulduklarını bile söyleyemezler.
Destek istediklerinde suçluluk hissederler.
Düşmekten değil, başkalarına yük olmaktan korkarlar.
Çünkü bir zamanlar, güçlü olmak tek seçenekti.

Çocukken belki bir şeyleri toparlayan kimse yoktu.
Belki sen ağladığında, kimse susturmadı o korkuyu.
Belki evde her şey dağılırken, sen sessizce topladın olanı biteni.
Ve böyle böyle büyüdün. Küçücük omuzlarına büyük roller yerleşti.

Zamanla “güçlü olmak”, senin var olma biçimin haline geldi.
“Destek istemek” zayıflık gibi hissettirmeye başladı.
Çünkü bir zamanlar kimse seni taşıyamamıştı — sen kendini taşımayı öğrendin.
Ama bu öğrendiklerin, artık seni yoran bir zırh gibi.

Kendine yardım isteme hakkı tanımak, seni zayıf yapmaz.
Aksine, bu zamana kadar kimseye yaslanmadan yürüdüğün yolları onurlandırır.
Güç, bazen dayanmak değil; bırakabilmektir.
Her şeyi omuzlamaktan vazgeçtiğin gün, ilk kez gerçekten “sen” olmaya başlayabilirsin.

PSİKOLOJİK DANIŞMAN ve
AİLE TERAPİSTİ
ŞERİFE KAPLAN

#

11/06/2025

Anhedoni Nedir?

Anhedoni, kişinin daha önce keyif aldığı etkinliklerden artık zevk alamaması durumudur.

Anhedonisi olan biri, müzik dinlemek, sevdikleriyle vakit geçirmek, hobilerini yapmak gibi normalde haz verici olan şeylere karşı ilgisini kaybedebilir.

Anhedoni iki ana tipe ayrılır: sosyal anhedoni ve fiziksel anhedoni. Sosyal anhedoni, insan ilişkilerinden alınan keyfin azalmasıdır. Fiziksel anhedoni ise yemek, dokunma veya cinsellik gibi bedensel zevklerden alınan hazda azalma olarak tanımlanır.

Bu durum, beynin ödül sistemiyle ilgili kimyasal dengesizliklerden kaynaklanabilir. Özellikle dopamin adlı nörotransmitterin düzeyindeki bozulmalar anhedoniyle ilişkilidir. Tedavi sürecinde psikoterapi, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri etkili olabilir. Anhedoni geçici olabilir, ancak uzun sürerse mutlaka bir uzmana danışılmalıdır. Çünkü bu durum, kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir ve daha derin psikolojik sorunların belirtisi olabilir.

PSİKOLOJİK DANIŞMAN VE AİLE TERAPİSTİ
ŞERİFE KAPLAN

07/06/2025

23/02/2024

🦋🌸🌿 Hayırlı Cumalar 🦋🌸🌿

22/02/2024

19/02/2024

Bazen...

18/02/2024

11/02/2024

🩷İlişki ve evlilik terapisi, çiftlerin birbirleriyle olan ilişkilerini, bu ilişki tarzının davranışlara ve ilişkinin kendisine nasıl yansıdığını anlamaya çalışan, aile sistemini bireyler arası ilişkiden ziyade bir bütün olarak gören psikoterapi türüdür.

10/02/2024

🎈Mazeretler hep olacaktır. Önemli olan onları makul hale getirebilmektir.

08/02/2024

Gayret🦋🌸🌿

07/02/2024

Çocukların sık sık anne baba çatışmasına maruz kalması onların okul başarısını olumsuz yönde etkiler.

Ayrıca çatışmalı bir aile ortamında yetişen çocuklar düşük düzeyde sosyal yetkinliğe sahip olurlar.

PSİKOLOJİK DANIŞMAN
ŞERİFE KAPLAN