
21/07/2025
Bazen aşk dediğin o büyülü his, aslında çocuklukta yaşadığın yaraların bir yankısı olabilir. Evet, kulağa biraz garip geliyor ama bağlanma teorisi tam da burada devreye giriyor.
🧸 John Bowlby ve Mary Ainsworth’un çalışmalarına göre, çocukken güvenli bağlanma deneyimi yaşamayan biri, büyüyünce sevgi ilişkilerinde bu eksikliği telafi etmeye çalışır. Yani, aslında karşındaki kişide değil, kendi içinde bir boşluğu doldurmaya çalışıyorsun.
🌪️ Bu, özellikle “kurtarıcı” ya da “bağımlı” ilişki döngülerinde sık görülür. Duygusal yaralarını iyileştirmeden aşka koşmak, bazen aynı acıyı yeniden yaşamak demektir.
🧩 Freud’un da dediği gibi, bilinçdışı çocukluk deneyimlerimiz yetişkin ilişkilerimizi derinden etkiler. Bu yüzden bazen “aşk” dediğin his, aslında eski bir yarayı kapatma çabası olabilir.
🌿 Ama burada pes etmek yok! Bilinçli farkındalık ve terapiyle bu döngüleri kırabilirsin. Kendi değerinle barışınca, gerçek ve sağlıklı aşk kendiliğinden gelir.
📚 “Kendini sevmeden başkasını sevemezsin” derler ya, işte tam da bu yüzden önce kendi çocukluk yaralarını iyileştirmek gerek.
🌞 Kendine bu şefkati göstermeye cesaret et, aşkın en saf halini yaşaman mümkün.