Uzm. Klinik Psikolog Sabriye Ece Hürcan

🌫️ Geçmiş bazen görünmez bir gölge gibi bugünkü kararlarımızı, ilişkilerimizi hatta benlik algımızı etkileyebilir.🧠 Psik...
06/08/2025

🌫️ Geçmiş bazen görünmez bir gölge gibi bugünkü kararlarımızı, ilişkilerimizi hatta benlik algımızı etkileyebilir.

🧠 Psikoloji araştırmaları, özellikle bağlanma teorisi, erken dönem deneyimlerin yetişkinlikteki ilişki kurma biçimlerini ve duygularla baş etme yollarını doğrudan etkilediğini gösteriyor.

⚖️ John Bowlby’nin kuramına göre; çocuklukta yeterince güvenli bağlanma deneyimlemeyen bireyler, yetişkinlikte de istikrarlı ve sağlıklı ilişkiler kurmakta zorlanabiliyor. Geçmişin izleri fark edilmedikçe bugünü şekillendirmeye devam ediyor.

🌪️ “Geçmiştir, geçti gitti” demek bazen yeterli olmuyor. Çünkü duygusal yükler bilinçaltında birikir ve fark edilmeden bugünkü hayatını yönetmeye başlar.

💬 Carl Jung’un söylediği gibi: “Geçmiş seni zincirlemez, sadece ders verir.” Ama geçmişi sadece ders hâline getirebilmek için önce onunla yüzleşmek gerekir.

🧩 Eğer geçmiş deneyimlerin bugünkü ilişkilerine, kararlarına ya da duygusal iniş çıkışlarına yön veriyor gibi hissediyorsan,
bu döngüyü fark etmek ve değiştirmek için bir uzmanla çalışmak çok kıymetli olabilir.

🌈 Unutma, geçmişini anlamak ve dönüştürmek elinde. Bugünü, kendi ışığınla aydınlatma zamanı gelmiş olabilir.

🔥 Duyguları bastırmak, onları yok etmek değil; biriktirmek anlamına gelir. Bastırılan her duygu, içeride büyür ve bir gü...
29/07/2025

🔥 Duyguları bastırmak, onları yok etmek değil; biriktirmek anlamına gelir. Bastırılan her duygu, içeride büyür ve bir gün beklenmedik bir anda patlayabilir.

🧠 Araştırmalar, bastırılan öfke, üzüntü ya da korkuların; stres, anksiyete, hatta psikosomatik (bedene yansıyan) belirtilerle kendini gösterdiğini ortaya koyuyor. Baş ağrıları, kas gerginlikleri ya da sindirim sorunları bu sinyallerden sadece bazıları.

🌊 Freud’un "bastırma" kavramına göre, duygular bilinç dışına itilse de yok olmazlar; içte baskı yaratır. Bu baskı zamanla kontrol kaybına ve duygusal patlamalara neden olabilir.

💥 Bu patlamalar bazen ani öfke krizleriyle, bazen içine kapanmayla, bazen de bedensel hastalıklarla karşımıza çıkar. Çünkü duygular bir şekilde dışa vurulmak zorundadır.

💬 Nörobilimsel bulgular ise bastırılmış duyguların beynin karar alma ve ilişki kurma merkezlerini olumsuz etkilediğini gösteriyor. Yani bu sadece “senin içinde” değil, hayatının her alanında yankı buluyor.

🌿 Sağlıklı bir duygusal yaşam için duygularla yüzleşmek, onları ifade edebilmek gerekir. Bu süreç, çoğu zaman yalnız yürünecek bir yol değildir.

🔍 Eğer siz de duygularınızı bastırdığınızı, biriktiğini ya da artık taşıyamadığınızı hissediyorsanız,
bir uzmandan destek almak, bu döngüyü kırmak ve yaşam kalitenizi artırmak için önemli bir adımdır.

📌 Duygularını bastırmak değil, anlamak ve dönüştürmek iyileştirir.

🛑 Sınır koymak sıkça “bencillik” sanılır ama aslında en derin sevgi ve saygı göstergelerinden biridir: Hem kendinize, he...
25/07/2025

🛑 Sınır koymak sıkça “bencillik” sanılır ama aslında en derin sevgi ve saygı göstergelerinden biridir: Hem kendinize, hem de karşınızdakine.

🧠 Psikoloji bilimi, sınırların sağlıklı bir benlik gelişimi için olmazsa olmaz olduğunu söylüyor. Erik Erikson’un gelişim kuramında “kimlik oluşumu”, net kişisel sınırlarla mümkündür.

🌿 Brene Brown’un çalışmalarında da sınır koymak; kırılganlığı tanımak, kendi değerini bilmek ve içsel gücünü korumaktır. Yani “hayır” diyebilmek, kişisel bir farkındalık göstergesidir.

💬 Talepleri sorgusuz kabul etmek, zamanla duygusal tükenmişliğe, kırgınlıklara ve hatta depresyona yol açabilir.

⚖️ Unutmayın: Sınır çizmek, başkalarını dışlamak değil; kendinize alan açmak ve ilişkilerin sağlıklı kalmasını sağlamaktır.

📌 Eğer siz de sınır koymakta zorlanıyor, her “evet”ten sonra içten içe kırılıyorsanız,
bir uzmandan destek almak, bu döngüyü fark etmek ve değiştirmek için önemli bir adımdır.

💡 Sınırlarını belirleyen bir insan, hem kendine hem de ilişkilerine saygı duyar.

🧠 OKB, istenmeyen, tekrarlayan düşüncelerin (obsesyonlar) ve bu düşüncelerin yarattığı kaygıyı azaltmak için yapılan tek...
02/05/2025

🧠 OKB, istenmeyen, tekrarlayan düşüncelerin (obsesyonlar) ve bu düşüncelerin yarattığı kaygıyı azaltmak için yapılan tekrarlayıcı davranışların (kompulsiyonlar) görüldüğü bir kaygı bozukluğudur. Sanki zihninizde sürekli çalan bir alarm gibi!

💭 Obsesyonlar, kişinin zihnine zorla giren, kaygı ve sıkıntı yaratan düşünceler, görüntüler veya dürtülerdir. Örneğin, "Kapıyı kilitledim mi?", "Ellerim kirli mi?", "Ya sevdiklerime zarar verirsem?" gibi düşünceler... Bu düşünceler o kadar rahatsız edici olabilir ki, günlük yaşamınızı bile etkileyebilir.

🔄 Kompulsiyonlar ise obsesyonların yarattığı kaygıyla baş edebilmek için yapılan tekrarlayıcı davranışlardır. Örneğin, el yıkama, kontrol etme, sayma, düzenleme gibi... Bu davranışlar geçici bir rahatlama sağlasa da, aslında OKB döngüsünü pekiştirirler.

😊 OKB tanısı alan biri için önemli olan şey, bu durumun utanılacak bir şey olmadığını bilmektir. Yönetilebilir bir durumdur ve hem ilaç tedavisi hem de psikoterapi ile sağlıklı sonuçlar alınabilir.

💪 Eğer siz veya bir yakınınız OKB belirtileri gösteriyorsa, profesyonel yardım almaktan çekinmeyin.

Aslında yapmak istemediğiniz bir şeye, sadece karşınızdaki kişiyi kırmamak için "evet" demek... Bu durum bir iyi niyet g...
29/04/2025

Aslında yapmak istemediğiniz bir şeye, sadece karşınızdaki kişiyi kırmamak için "evet" demek... Bu durum bir iyi niyet göstergesi mi yoksa bir sınır koymakta zorlanma mı?

🎭 "Hayır" diyememek, genellikle başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarınızdan üstün tutmak anlamına gelir. Bu durum, psikolojide "people-pleasing" (insanları memnun etme) davranışı olarak bilinir ve sıklıkla erken çocukluk dönemindeki deneyimlerle şekillenir.

🏠 Transaksiyonel Analiz kuramının kurucusu Eric Berne, bu davranışı "uysal çocuk" ego durumu ile ilişkilendirir. Yani içimizdeki çocuk, "eğer başkalarını memnun edersem, beni severler ve kabul ederler" mesajını almıştır.

⚖️ İyi niyet ve sınır koymakta zorlanma arasındaki fark nedir? İyi niyet, bilinçli bir tercihle ve kendi sınırlarınızı koruyarak yaptığınız yardımsever davranışlardır. Sınır koymakta zorlanma durumunda ise, kendi ihtiyaçlarınızı ve sınırlarınızı göz ardı ederek, sürekli başkalarının isteklerine "evet" demektir.

❓ Peki neden "hayır" demekte zorlanırız? Reddedilme korkusu, sevilmeme endişesi, çatışmadan kaçınma isteği, suçluluk duygusu... Psikolog Karen Horney'in "nevrotik ihtiyaçlar" teorisinde bahsettiği "onaylanma ve sevilme ihtiyacı" tam da bu durumu açıklar.

🚦 Sınırlar, psikolojik sağlığımız için trafik ışıkları gibidir. Neyin kabul edilebilir olduğunu (yeşil ışık), neyin müzakere edilebileceğini (sarı ışık) ve neyin asla kabul edilemeyeceğini (kırmızı ışık) belirlerler. Sınırlar olmadan, duygusal ve fiziksel enerjimiz tükenir.

🌱 "Hayır" demeyi öğrenmek, kendinize duyduğunuz saygının bir ifadesidir. Psikoterapist Nedra Glover Tawwab'ın dediği gibi: "Sınırlar, başkalarının size nasıl davranacağını öğrettiğiniz kurallardır, onlara ne yapacaklarını söylemek değil."

🗣️ "Hayır" demeyi pratiğe dökmenin yolları: Önce küçük konularda "hayır" demeye başlayın. Net ve doğrudan olun, açıklama yapma zorunluluğu hissetmeyin. "Şu anda bunu yapamayacağım" demek yeterlidir. Alternatifler sunabilirsiniz: "Bu hafta yapamam ama gelecek hafta yardımcı olabilirim."

🚨 Günümüzün hızlı ve talepkar dünyasında, tükenmişlik sendromu giderek daha yaygın hale geliyor. Peki nedir bu tükenmişl...
25/04/2025

🚨 Günümüzün hızlı ve talepkar dünyasında, tükenmişlik sendromu giderek daha yaygın hale geliyor. Peki nedir bu tükenmişlik ve ne zaman ciddiye almalıyız?

🔥 Tükenmişlik sendromu (burnout), uzun süreli stres ve aşırı taleplere maruz kalma sonucu ortaya çıkan fiziksel, duygusal ve zihinsel tükenme durumudur.

📊 Tükenmişliğin üç ana bileşeni vardır: duygusal tükenme (enerji kaybı), duyarsızlaşma (işe ve insanlara karşı sinik tavır) ve kişisel başarı hissinde azalma. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 2019 yılında tükenmişliği bir "mesleki fenomen" olarak sınıflandırmıştır.

🚩 Peki, alarm zilleri ne zaman çalmalı? İşte bazı uyarı işaretleri: Kronik yorgunluk hissi, uyku problemleri, konsantrasyon güçlüğü, sürekli hastalanma, iştahsızlık veya aşırı yeme, iş veya sosyal hayata karşı ilginin azalması, irritabilite ve tahammülsüzlük...

💔 Alman filozof Friedrich Nietzsche'nin dediği gibi: "Kendine iyi bakmaya başlamak için hasta olmayı beklemek, hayatı yaşamayı öğrenmek için ölmeyi beklemek gibidir." Ne yazık ki çoğumuz tükenmişliğin ciddi belirtilerini gösterene kadar önlem almayız.

🧠 Fiziksel belirtiler de tükenmişliğin habercisi olabilir: Baş ağrıları, mide-bağırsak sorunları, bağışıklık sisteminin zayıflaması, cilt problemleri gibi...

🔄 Tükenmişlik, bir gecede oluşmaz; uzun bir sürecin sonucudur. Christina Maslach'ın dediği gibi: "Tükenmişlik, bir zamanlar yanmakta olan ateşin sönmesidir." Yani eskiden tutkuyla yaptığınız işler artık size hiçbir şey ifade etmiyorsa, bu bir uyarı işareti olabilir.

🛑 Tükenmişliğin en tehlikeli yanı, bir kısır döngüye dönüşebilmesidir. Tükendikçe performansınız düşer, performansınız düştükçe daha çok çalışırsınız, daha çok çalıştıkça daha çok tükenirsiniz.

🌱 Tükenmişlikle başa çıkmak için: Öncelikle durumu kabul etmek, Düzenli fiziksel aktivite yapmak, Yeterli uyku ve beslenmeye özen göstermek, Gevşeme teknikleri ve mindfulness pratiği yapmak, İş-yaşam dengesini yeniden kurmak, "Hayır" demeyi öğrenmek gerekir. Bir ruh sağlığı uzmanından destek alabilirsiniz.

🌊 Duygular, insan deneyiminin en temel parçalarından biridir. Hepimiz sevinç, üzüntü, öfke, korku gibi duyguları yaşarız...
22/04/2025

🌊 Duygular, insan deneyiminin en temel parçalarından biridir. Hepimiz sevinç, üzüntü, öfke, korku gibi duyguları yaşarız. Peki sizce duygularımızla nasıl ilişki kurmalıyız? Bastırmalı mıyız yoksa yönetmeli mi?

😶 Duyguları bastırmak, onları görmezden gelmek veya ifade etmekten kaçınmak demektir. Örneğin, üzüldüğünüzde "Üzülmek işe yaramaz, kendini topla" diyerek o duyguyu reddetmek gibi. Bu yaklaşım kısa vadede işe yarar gibi görünse de, uzun vadede ciddi sorunlara yol açabilir.

⚠️ Bastırılan duygular kaybolmaz, sadece bilinçaltına itilir ve farklı şekillerde kendilerini gösterirler. Sigmund Freud'un belirttiği gibi: "Bastırılmış olan her zaman geri döner, hem de daha güçlü ve çarpık bir şekilde." Bu dönüş psikosomatik rahatsızlıklar, ani öfke patlamaları veya beklenmedik duygusal çöküşler şeklinde olabilir.

🧘‍♀️ Duyguları yönetmek ise tamamen farklı bir yaklaşımdır. Bu, duygularınızı tanımayı, kabul etmeyi ve sağlıklı bir şekilde ifade etmeyi öğrenmek demektir. Amerikalı psikolog Carl Rogers'ın dediği gibi: "Paradoksal olarak, kendimi olduğum gibi kabul ettiğimde, değişebilirim."

📝 Duygu yönetimi şu adımları içerir: Öncelikle duyguyu fark etmek, adını koymak, nedenini anlamak, duygunun bedensel tepkilerine dikkat etmek ve ardından bu duyguyu yapıcı bir şekilde ifade etmek veya onunla başa çıkmak için stratejiler geliştirmek.

❤️ Duygularımızı yönetmek, onları bastırmak değil, onlardan öğrenmek ve onlarla sağlıklı bir ilişki kurmak demektir. Örneğin, öfkelendiğinizde bunu yıkıcı değil yapıcı bir şekilde ifade etmeyi öğrenmek gibi. Duygularınızı daha iyi yönetmek için bir uzmandan destek alabilirsiniz.

Hepimiz, bir şekilde “neden aynı tip insanlara çekiliyoruz?” sorusunu kendimize sormuşuzdur, değil mi? Bu, aslında psiko...
18/04/2025

Hepimiz, bir şekilde “neden aynı tip insanlara çekiliyoruz?” sorusunu kendimize sormuşuzdur, değil mi? Bu, aslında psikolojik olarak açıklanabilir bir durumdur. Psikoloji alanında bu durumu bağlanma teorisi ile açıklayabiliriz. John Bowlby’nin bağlanma teorisi, ilk yaşantılarımızın duygusal bağ kurma biçimimizi nasıl şekillendirdiğini anlatır. Eğer çocuklukta güvenli bağlanma kurduysak, bu bağları yaşadığımız ilişkilerde ararız. Ancak eğer güvensiz bağlanma yaşadıysak, kendimizi aynı türden güvensiz ilişkilerde bulabiliriz.

⚖️Önceki ilişkilerimiz, bugün kurduğumuz bağların zeminini çoğu zaman farkında olmadan şekillendirir. Kendimizi tanımak ve bu izlerin farkına varmak, duygusal kalıplarımızdan özgürleşmenin ilk adımıdır. Bu farkındalık, geçmişin tekrarını yaşamak yerine, daha sağlıklı ve dengeli ilişki modelleri kurmamıza olanak tanır. Duygusal süreçleri yönetmek ve dönüşümü desteklemek için uzman desteği almak ise, bu yolculukta bize güç ve yön kazandırır.


Sosyal Anksiyete Bozukluğu( sosyal fobi), kişinin sosyal ortamlarda başkaları tarafından izlenmek veya yargılanmaktan en...
21/03/2025

Sosyal Anksiyete Bozukluğu( sosyal fobi), kişinin sosyal ortamlarda başkaları tarafından izlenmek veya yargılanmaktan endişe etmesidir. Kişi sosyal ortamlardan kaçınmaktadır ve işlevselliği olumsuz yönde etkilenmektedir.

🔍 Sosyal Anksiyete Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

🌀 Kalabalık içinde yoğun kaygı hissi
🌀 Konuşurken sesinizin titremesi, yüzünüzün kızarması
🌀 Sosyal ortamlardan kaçınma, yalnız kalmayı tercih etme
🌀 Başkalarının sizi “yetersiz” göreceğinden korkma

📌 Peki, neden olur?

🔸 Olumsuz geçmiş deneyimler ve travmalar
🔸 Aşırı korumacı veya eleştirel ebeveyn tutumu
🔸 Genetik yatkınlık ve biyolojik faktörler

💡Sosyal anksiyete aşılabilir bir durumdur. Bunun için:

✔️ Korkularınızla yüzleşerek küçük adımlarla sosyal becerilerinizi geliştirmek
✔️ Farkındalık ve nefes egzersizleri ile rahatlama tekniklerini öğrenmek
✔️ Psikoterapi yöntemleri ile kaygıya sebep olan etkenlerle başa çıkma yollarının öğrenilmesi

Panik atak, ansızın başlayan ve giderek şiddetlenen yoğun endişe, bir şey olacakmış korkusu duygularına fizyolojik belir...
14/03/2025

Panik atak, ansızın başlayan ve giderek şiddetlenen yoğun endişe, bir şey olacakmış korkusu duygularına fizyolojik belirtilerin eşlik ettiği bir rahatsızlıktır.

Panik Bozukluk, tekrarlayan beklenmedik panik atakların olduğu ve gelecekte bu atakların tekrar yaşanabileceğine yönelik süreli kaygı duyma ve panik atakların tetikleyebilecek durumlardan kaçınmaların olduğu bir tablodur. Kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkilemektedir.

🔍 Panik Atağının Belirtileri Nelerdir?

💓 Kalp çarpıntısı, göğüs ağrısı
🧳 Nefes almakta zorlanma, boğulma hissi
🤯 Baş dönmesi, bayılacak gibi olma
😰 Aşırı terleme, titreme
🤪 Gerçeklikten kopma hissi, kontrolü kaybetme endişesi

📌 Neden Olur?

🔸 Beyin kimyasındaki dengesizlikler
🔸 Genetik yatkınlık (ailedeki bireylerde panik bozukluğu öyküsü)
🔸 Travmalar ve stresli yaşam olayları
🔸 Fiziksel sağlık sorunları

💡 Panik Bozuklukla Baş Etmenin Yolları

✔️ Nefes egzersizleri ve gevşeme tekniklerini uygulamak
✔️ Terapötik yaklaşımlar (Bilişsel Davranışçı Terapi gibi) ile panik atakların nedenlerini anlamak ve atakların kontrol altına alınması
✔️ Düzenli egzersiz yaparak vücudu rahatlatmak ve endorfin salınımını artırmak
✔️ Stres yönetim tekniklerini öğrenmek ve günlük rutininizde bu teknikleri uygulamak

💭 Cinsellik neden tabu olmamalı?Cinsellik, insan doğasının en temel parçalarından biri! Birçok insan, yaşadığı cinsel so...
07/03/2025

💭 Cinsellik neden tabu olmamalı?

Cinsellik, insan doğasının en temel parçalarından biri!

Birçok insan, yaşadığı cinsel sorunları dile getirmekten çekinmektedir. Hatta bazen kendisine bile itiraf edememektedir. Cinsel işlev bozuklukları son derece yaygındır ve birçok sebebi olabilmektedir. Fiziksel, psikolojik ya da ilişki dinamiklerine bağlı faktörler nedeniyle gelişebilir. Ve en önemlisi: ÇÖZÜLEBİLİR!

🔍 Cinsel İşlev Bozuklukları Nelerdir?
🌀 Kadınlarda: Vajinismus, cinsel isteksizlik, uyarılma bozukluğu, orgazm sorunları
🌀 Erkeklerde: Sertleşme bozukluğu, erken boşalma, cinsel isteksizlik

📌 Peki, neden olur?
🔸 Stres ve kaygı
🔸 Travmalar ve olumsuz geçmiş deneyimler
🔸 Toplumsal baskılar ve yanlış inançlar
🔸 İlişkide duygusal mesafe
🔸 Hormon dengesizlikleri

💡 Çözüm Var mı?
Kesinlikle! 👏 Öncelikle bedenini tanımak ve cinselliği doğal görmek gerekmektedir.

Bunun yanında:
✔️ Cinsel terapi ve danışmanlık almak
✔️ Partnerinle açık ve sağlıklı iletişim kurmak
✔️ Stres ve kaygıyı yönetmeyi öğrenmek
✔️ Gerekirse tıbbi destek almak

Cinsellik, sağlıklı bir yaşamın parçasıdır. Kendinizi suçlamak yerine destek almaktan çekinmeyin. ❤️

Anksiyete, endişe ve  korku, huzursuzluk gibi duygularla karakterize bir durumdur. Herkes zaman zaman stresli veya kaygı...
14/02/2025

Anksiyete, endişe ve korku, huzursuzluk gibi duygularla karakterize bir durumdur. Herkes zaman zaman stresli veya kaygılı hissedebilir; ancak anksiyete, bu duyguların yoğun, sürekli ve kontrol edilemez hale gelmesiyle farklılaşır.

Anksiyete Belirtileri
1️⃣ Aşırı endişe ve korku
2️⃣ Hızlı kalp atışı ve terleme
3️⃣ Solunum güçlüğü ve baş dönmesi
4️⃣ Uyku problemleri
5️⃣ Kas gerginliği ve mide bulantısı
6️⃣ Odaklanma güçlüğü ve konsantrasyon kaybı

Anksiyete, kişinin işlevselliğini, günlük yaşamını engellemeye başladığında profesyonel yardım almak önemlidir.

✅EMDR Terapisi: Travmatik anıları işlemek ve anksiyeteyi hafifletmeye yardımcı bir psikoterapi yöntemidir, zihinsel ve duygusal iyileşmeyi destekler.
✅ Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Anksiyete bozukluklarını yönetmek için kullanılan bir terapötik yaklaşımdır. Düşünce ve davranışları yeniden yapılandırarak semptomları kontrol altına almayı sağlar.
✅ Farkındalık çalışmaları: Zihinsel rahatlama ve gevşeme sağlamak için derin nefes teknikleri kullanarak anksiyete bozukluklarının etkisini azaltılabilir.
✅ Egzersiz ve Sağlıklı Yaşam: Düzenli fiziksel aktivite ve dengeli beslenme, bedenin semptomlarla başa çıkmasına yardımcı olur.

Kendi sağlığınız için gereken adımları atın ve profesyonel destek almaktan çekinmeyin.

Address

Hür Psikoloji
Serdivan
54050

Opening Hours

Monday 09:00 - 20:00
Wednesday 10:00 - 20:00
Thursday 10:00 - 20:00
Friday 10:00 - 20:00
Saturday 10:00 - 20:00
Sunday 13:00 - 17:00

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Uzm. Klinik Psikolog Sabriye Ece Hürcan posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Uzm. Klinik Psikolog Sabriye Ece Hürcan:

Share

Category