18/12/2024
Çocukken sıkça duyduğumuz bir söz vardı: “Büyüyünce unutursun.” Küçük bir yarayı ya da o an büyük görünen bir üzüntüyü hafifletmek için söylenirdi. Ama büyüdükçe anladım ki, bazı şeyler unutulmuyor 🙃 Özellikle de zihne yerleşmiş düşünceler ve alışkanlıklar.
Sahip olmamız ve korumamız gereken ölçüler, yiyeceklerimizi tüketebilmek için uygun görülen porsiyonlar; santim santim boy boy ölçü araçları, onlar yoksa bir tartı kadar keskin “göz kararları”, “iyi” ya da “kötü” yemekler ve etrafında dans ettiğimiz kurallar… Tüm bunlar, yıllarca içselleştirilen alışkanlıklar olarak zihnin bir köşesinde yer eder. Bu düşüncelerin bir anda kaybolması mümkün değildir ve zaman zaman ortaya çıkmaları son derece normaldir.
Sezgisel yeme, bu düşünceleri yok etmeye çalışmaktan ziyade, onlarla başka bir ilişki kurmayı amaçlar. Düşüncelerinizi sakince geldikleri sandığa geri yerleştirmeyi ve kapağını kapatmayı öğrenmenize yardımcı olur. Sandık orada kalacak; bazen güçlü bir rüzgar, bazen davetsiz bir misafir ve bazen de sizin tarafınızdan açılacak. Ama zamanla geride duran diğer sandıkların arasında yerini sağlamlaştıracak, tozlanacak ve eskiyecek 🧳
Ezcümle, eski düşünce ve alışkanlıklarınızı tamamen unutma hayali iyileşme sürecinde sizi yıpratabilecek bir beklenti olabilir. Bu süreç, bedenin ihtiyaçlarını anlamaya, onu dinlemeye ve onunla yeniden bağ kurmaya alan açar.
Unutmak şart değil. Ama geçmişin seslerini daha az duyarken, bugünün ihtiyaçlarına daha çok alan açmak mümkün ♥️