21/05/2021
Anksiyete (Kaygı); stres, endişe, gerginlik, huzursuzluk ve korku ile birlikte görülür. Korku, hayatta kalma içgüdüsüyle kişiyi tehlikelere karşı uyarma ve koruma amacıyla verilen doğal bir tepkidir. Ancak bazı durumlarda kişi çevresinde bir tehlike olmaksızın korku duyabilir. Kişinin bu tarz durumlarda duyduğu korku; kaygıya neden olur.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu, kaygının yüksek düzeyde ve uzun süreli olarak görülmesidir. Kişide herhangi bir neden yokken başına bir şey gelecekmiş gibi veya kötü bir şeyle karşılaşacakmış gibi endişe duyma ve aşırı kaygı görülür. Kişi gelecekte olabilecekleri düşünerek kaygıya kapılır ve kaygısını kontrol edemeyecek duruma gelir. Kişinin kaygı verici düşünceleri, duygularına eşlik eder ve nefes alışverişinde değişimler, vücut ağrıları, mide ve bağırsak problemleri gibi bedensel belirtilere neden olur.
Anksiyete Bozukluklarının tedavisinde Bilişsel Davranışçı Terapi; anksiyetenin tekrarlamasına karşı önleyici bir faktördür. Kişinin korktuğu, kaygı duyduğu durumlara neden olan olumsuz düşünceleriyle başa çıkabilmesi, bu düşüncelerin değiştirilmesi ve problem çözme becerilerinin öğrenilmesi hedeflenir. Psikoterapi sayesinde bireyde kaygı, korku, tasalanma ve bedensel belirtiler azalır. Dolayısıyla birey kaygı düzeyini ve bedensel belirtilerini kontrol etmeyi öğrenirken kaçınılan ortam ve durumlar azalır.
İnsanlar normal düzeydeki kaygı ve stresin üstesinden gelmeye çalışırken, Yaygın Anksiyete Bozukluğuna sahip olan bir kişi için yüksek düzeydeki kaygı ve stresin üstesinden gelmek oldukça zordur. Kaygınızın sizi ele geçirdiğini ve en küçük olaylarda bile çok etkilendiğinizi düşünüyorsanız mutlaka bir uzmana başvurmalısınız.