Conscious Life with Ezgi Devi

Conscious Life with Ezgi Devi Welcome to Conscious Life with Ezgi Devi! Yoga, meditation, metaphysics, bioenergy, sound healing, a

Kolektifte çok ciddi bir kalp acısı hissediyorum. Derin bir yas. Ne de olsa çok şey değişti son üç yılda. Pandemi herkes...
08/29/2023

Kolektifte çok ciddi bir kalp acısı hissediyorum. Derin bir yas. Ne de olsa çok şey değişti son üç yılda. Pandemi herkeste büyük bir travma yarattı. Ciddi değişimlerden geçtik, yepyeni insanlara dönüştük. Hayat evrildi. Hayat her ne kadar keyifsiz deneyimler sunsa da daima evrilir zaten, öyle görünmese bile daha iyiye hem de. Kısa vadede her şey alt üst oluyormuş gibi gelse de uzun vadede bir tarlayı havalansın, bereketi artsın diye çapalamak gibi hayat da kendini çapalıyordur. Bu hakikate zihin direnir ama kalp aslında bilir, her şey olması gerektiği gibidir. Kapanan her kapının ardından yenisi daima açılır. Hayatın daima döngüleri vardır. Ve kalp bunu çok iyi bilir.

İyi de o zaman kalpler neden ağır? Çünkü her kayıp gibi her değişim de yas gerektirir. Çünkü her değişimde de bir başlangıç ve bitiş vardır. Bir eski versiyon vardır, bir eski hikaye, bir eski kahraman. Tırtıl kelebek olmuş daha yükseklere uçuyordur belki daha parlak renklerle parlıyordur ama bu bir daha tırtıl olmayacağı gerçeğini değiştirmez. Unutmayın, hayat yeniyi doğururken eski ölür. Bu yüzden geçirdiğimiz büyük değişimler de bir yas süreci ve bir vedalaşma ritüeli gerektirir. Bir kabul, bir razı olma, bir helalleşme gerektirir.

Zihin yeniye açılmayı sevmez, ama yine de adapte olmaya tasarlanmıştır. Yeniyi ne kadar çabuk benimserse o kadar güvende olacaktır, daha kolay hayatta kalacaktır. Fakat kalp öyle kolay geçiş yapamaz.

Dinlenmek ister arada.
Ağlamak ister.
Haykırmak ister tırtılın kelebek olurken çektiği acıyı.

Peki ya biz bir gözyaşılık durabildik mi yeniye atılmadan önce? Güzelce sarabildik mi kalbimizi onca değişen şeyin arasında?

Kalpten kabul ile geçemeyen her şey birikir, kin olur, yas katlanarak büyük bir kedere oradan da alev alev bir öfkeye çeviriverir. Sonra sol omuzda ağrı olur, soldan migrenler girer, ateşler basar, ciğerlerden dolu dolu bir öksürük taşar. İşte o zaman kalp sizi çağırıyor demektir.

Ben de derin değişimlerden geçerken sizlerle kolektifteki kalp acısını hafifletecek bir ritüel paylaşmak istedim. Dilerim bu ritüel ile gidenleri kabul ile gönderip gelenleri kutlama ile buyur edebilelim.

Yazının tamamı için link bioda.
Şifa olsun.

Art by ✨

Duygular kendimizi anlamaya yolunda bizim en değerli öğretmenlerimizdir.Biz duygularımızı gözlemleyip neyi neden hissett...
08/28/2023

Duygular kendimizi anlamaya yolunda bizim en değerli öğretmenlerimizdir.

Biz duygularımızı gözlemleyip neyi neden hissettiğimize dair kendimizi bir araştırmaya davet ettiğimizde zihin programımızın kodunu yavaştan hacklemeye başlamış oluruz. Yani zihin kodunun nasıl yazılmış olduğunu, zihnin neyi nasıl etiketlediğini, neden o şekilde etiketlediğini anlamaya başlarız. Anladıkça da o etiketleri değiştirme şansımız olur. O etiketleri değiştirmek demek, duygusal tetiklenmelerimize verdiğimiz otomatik tepkileri de zamanla değiştirmek demektir.

İşte bu yüzden farkındalığın, bilinçli yaşamın ve bilinçli ilişkilerin en temelinde duyguları anlamak yatar.

Duygularını anlayabilen zihnini anlamaya başlar.

Zihnini anlayabilen kendini kalıplardan özgürleştirmeye, kendisine ve etrafında olanlara daha kabul ve şefkatle yaklaşmaya başlar.

Kendine ve kolektife dair şefkat bilinci geliştiren birey ise en otantik benliğinden hayatı deneyimlemeye başlar. Ve bu da bilinçli ve otantik ilişkiler yaşayabilmesini sağlar.

Bilinçli bir aşk ve bilinçli insan ilişkileri deneyimlemek istiyorsanız kendinize sorun:

• Duygularınızla ilişkiniz nasıl?
• Onları gözlemleyebiliyor musunuz?
• Onlara alan tutabiliyor musunuz?
• Onları yargısızca buyur edip dinleyebiliyor musunuz?
• Onlarla tepkisizce oturabiliyor musunuz?
• Onlar hakkında karşınızdakilerle sakin ve şefkatle konuşabiliyor musunuz?

Dünyada bütün insanlar, aydınlanmış gurular dahi sorunlarla karşılaşırlar, duygusal tetiklenme yaşarlar. Guruları ‘aydın...
08/26/2023

Dünyada bütün insanlar, aydınlanmış gurular dahi sorunlarla karşılaşırlar, duygusal tetiklenme yaşarlar. Guruları ‘aydınlanmış’ yapan şey o yoğun ve negatif duyguları hissetmiyor oluşları değil; sürekli pozitife odaklanıyor oluşları hiç değil; olanı negatif ya da pozitif diye değerlendirmeden o yoğun duyguların içeride yankılanmasına sebebiyet veren tetikleyicileri gözlemleyerek ve duyguları dinleyerek olana bilinçli yanıtlar verebilme becerisi geliştirmiş olmalarıdır.

Bu da tetikleyicilere savaş veya kaç mekanizmasından otomatik tepkiler vermek yerine anında duyguları regüle ederek parasempatik sinir sistemini devreye sokabilme becerisi geliştirmiş olmak demektir.

Bunu yapabilmek derin bir gözlem becerisi ve farkındalık gerektirir. Yani aydınlanma dediğimiz bir farkındalık mertebesidir. Ve o mertebeye erişenler, etrafında olan bir "etki"ye "tepki" olmayı bırakıp; kendi etkisini ve tepkisini “bilinçli bir şekilde seçebilen” insanlardır.

Düşüncelerden ziyade duygularıyla çalışan, duygusal olgunluğu hedef alan insanlar için aydınlanma mertebesine erişmek çok daha muhtemeldir. Çünkü insan doğasını ve hayatı anlamak; duyguları, duygusal tetikleyicileri ve tetiklenmelerin altında yatan koşullanmışlıkları anlamaktan geçer.

Sizin farkındalık pratikleriniz, hayat algınızı değiştirmeye ve duygusal tetiklenmelerinizle başa çıkabilmenize yardımcı oluyor mu?

Pozitif düşünmek, pollyannacılık yapmak insanlıktan ve hayatın gerçekliğinden uzaklaştırdığı zaman tehlike başlıyor, dik...
08/25/2023

Pozitif düşünmek, pollyannacılık yapmak insanlıktan ve hayatın gerçekliğinden uzaklaştırdığı zaman tehlike başlıyor, dikkat! Düşünce gücü gerçekten çok önemli, odağımızın nerede olduğu çok önemli. Fakat bu "sürekli olumluya odaklanırsan olumsuz bir şey yaşamazsın" ilüzyonu yaratıyorsa orada bir duralım. Hayat inişleri ve çıkışları ile büyüyüp gelişebilelim, daha iyiye evrilebilelim diye türlü deneyimler sunmaya devam edecek.

Deneyimler zorlaştığında kötü hissedip kötü düşünmemeyi değil kötü diye adlandırdığımız duygu ve düşüncelerle nasıl başa çıkacağımızı öğrenmemiz gerek.

Ve bu malesef onları yok saymakla, onlar olmuyormuş gibi yapıp pozitife odaklanmakla olmuyor. Bu yalancı, sahte pozitiflik, olana olduğu gibi kabul açmak yerine sürekli bir şeyler yaparak dünyanı değiştirebileceğin vaatlerinde bulunuyor. Sen hep iyiye odaklanırsan her şey iyi olur, her dileğin gerçek olur diyor. Ve böylelikle daha çok ıstırap doğuyor.

Hep mutluluk, gökkuşakları, kelebekler ve pembe bir dünya vaat eden metafizik ve maneviyat öğretileri Amerika’da benim çok sevdiğim bir tabirle "spiritüel bypass" olarak adlandırılıyor. Yani anda olanı spiritüellik gerekçesiyle atlatmak veya geçiştirmek.

Halbuki sağlıklı spiritüellik bize “olanla kal” diyor.
Yani duygularını geçiştirme, hissettiklerinin üzerini örtme.
Orada öylece olanın farkındalığıyla kal.
Kendi konforsuzluğunda konfor yaratarak kal.
Olanı olduğu gibi kabul et, tepki vermek yerine bilinçli cevaplar ver.
Ama asla hissettiklerini reddetme!

Çünkü hislerini dibine kadar hissetmeden, onların ne anlatmak istediğini dinlemeden olana bilinçli bir yanıt vermen zaten mümkün değil.

O yüzden bizim “sonsuza dek mutlu mesut yaşadılar” masalını maneviyattan, sahte metafizik pazarlamalarından çıkararak o negatif dediğimiz duygu ve durumlar çıkageldiğinde bir yandan kendimize alan tutup hissetme izni verirken diğer yandan olana nasıl bilinçli yanıtlar verebileceğimize odaklanmamız gerekiyor.

Bunun içinse duygusal tetiklenmelerle başa çıkmayı bilmek, duyguları anlamak ve duygular hakkında sağlıklı iletişim kurabilmeyi öğrenmek şart!

Sizin deneyiminizi merak ediyorum.
Sizler de bu sahte pollyannacılıktan nasibinizi aldınız mı?

Bana gelen bir sürü danışanım, öğrencim oluyor "sürekli pozitif bakmaya çalışıyorum, sürekli olumlamalar yapıyorum, teza...
08/24/2023

Bana gelen bir sürü danışanım, öğrencim oluyor "sürekli pozitif bakmaya çalışıyorum, sürekli olumlamalar yapıyorum, tezahür ettirmek istediğim şeye odaklanıyorum, yine de hiçbir şeyi değiştiremiyorum, negatif deneyimler çekiyorum, ben neyi doğru yapamıyorum?" sorularını soran. Benim cevabım ise şu: "Sen istesen de yanlış yapamazsın çünkü yanlış diye bir şey yok. Sen buraya insanlığın her halini deneyimlemeye geldin! Hayatta negatif dediklerin biterse pozitiflerin kıymeti kalmaz!”

Unutmayın, sonsuz yaratım gücümüze uyanmak malesef bu hayatta deneyimlememiz, hissetmemiz, öğrenmemiz gerekenleri değiştirmiyor. Senin tezahür ettirmek istediklerin, odaklanıp tasarladıkların muhtemelen bir yerde insanlığın getirdiklerinden kaçma gayesi taşıyor ve ne yazık ki hayat bunu sana vermeyecek. Hissetmek istemediğin duyguları götürmeyecek. Yaşamak istemediğin deneyimleri durdurmayacak. Bilinçaltında, genlerinde hiç bilmediğin tıkanıklar önüne gelmeye devam edecek, düşeceksin, hata yapacaksın, yanılacaksın, canın acıyacak.

Çünkü bunlar hayatın gerektirdikleri.
Çünkü yaşam bunlar olmadan insan deneyimi için anlamlı hale gelemez.

Spiritüellik sen gerekenleri yaparsan negatif deneyimler bir daha hiç yaşanmayacakmışçasına bir tablo boyuyor ve insanlar onca yöntem deneyip o kadar yoga meditasyon yapıp bir sürü astroloğa şifacıya gidip hala insan kalmaya devam ettikleri için bir şeyler yanlış gidiyormuş, kendileri bir yerde bir hata yapıyorlarmış izlenimine kapılıyorlar.

Oysa spiritüelliğin amacı insanlığı sonlandırıp her daim mutlu olmayı kovalamak değil, bu hayatta insanlığı sonuna kadar deneyimleyerek, insan olmanın getirdiği her deneyimden kabul ile geçerek, acıdan ve dünyevi dertlerden öğrenerek kendi en yüksek potansiyeline ulaşıp otantik benliğini yaşayabilmektir.

İnsanları hayata daha çok bağlayarak içinde bulunduğumuz ana ve toprak anamıza ait hissetmelerine, hayata güvenmelerine yardımcı olmak dururken; sanki spiritüellik insana yaşamın kontrolünü verebilecekmişcesine engizisyon zamanında kiliselerin cennete giriş biletleri sattığı gibi "daha iyi bir yere varış umudu" satılıyor spiritüellik pazarında da.

Bu pazarlama oyununa gelmeyin.
Yazının tamamı için link bioda ✨

Upuzun bir aradan sonra anavatana ayak basmanın çok farklı duygularını yaşıyorum. Köklerden uzakta koskoca bir 5 yıl! Ba...
08/12/2023

Upuzun bir aradan sonra anavatana ayak basmanın çok farklı duygularını yaşıyorum. Köklerden uzakta koskoca bir 5 yıl! Bana olduğum ve olmam gereken söylenilen her kimlikten soyunduğum, tanıdık gözlerden alışıldık sözlerden uzakta kendi hakikatimi, sesimi, otantik benliğimi bulduğum o zorlu ama gerekli koza yılları. Bir tırtılın kelebek olmadan önce eriyip çorba kıvamına gelmesi misali, kendimi önce yok edip sonra rengarek yeniden doğurduğum yıllar.

Yıllar boyu öğrenip çalıştığım her öğretiyi, deneyimlerle bilgiden bilgeliğe dönüştürüp iliklerime işleyerek “vaazlarım”la “adımlarım”ı hizaladığım yıllar.

Eve dönüş içimde bir heyecan, bir kutlama.

Evden ayrılan, o "ben kimim, ne istiyorum bu hayattan?" soruları içinde kaybolan çiçeği burnunda, ezber tekrarlayan öğretmenden; elinde hakikatin keskin kılıcı, kendini ve görevlerini bilmenin sonsuz hazzı ve özgürlüğü içinde kendi öğretileri ile eve dönen bu müdanasız ve korkusuz elçiye...

Çok şükür Ya Hu!
Önce evim oldum da sonra eve geldim.

Eğitimlerime katılan, yazdıklarımı okuyan, beni tanıyanlar iyi bilirler; yaptığım her işin ardındaki yegane hedefimin yeni nesillere farkındalık, otantik benlik ve yaratıcı ifade temelli yepyeni bir eğitim sistemi bırakmak olduğunu. 7 senedir yoga, ta**ra, farkındalık, spiritüel yaşam ve alternatif sağlık ve şifa yöntemleri üzerine öğretmenlik ve enerji çalışmaları yapıyor olsam da son birkaç sene odağımı ve çalışma tarzımı komple değiştirdim.

Şifa seansları yapmayı bıraktım. Enerji çalışmalarımı çağrı duyduğum toprakları ziyaret ederek ilahi dişil aktivasyonu yapmaya dönüştürdüm. Eğitimlerimin içeriğini de değiştirdim; yalnızca bilinçli ilişkiler ve aşk üzerine öğretmeye başladım.

Anladım ki eğer yeni nesillere yepyeni bir eğitim sunmak istiyorsam önce bugünün yetişkinlerini bilinçli aşka dair eğitmem gerek. Bir yetişkin önce kendisi için sağlıklı bir eş ve çocuğunu yetiştirebileceği sağlıklı bir ortam seçebilmeli ki yeni nesiller sağlıklı olsun. Çünkü ne de olsa ebeveynler bir çocuğun ilk ve en önemli öğretmenleri.

Bu sefer de çağrıyı bu kutsal topraklardan duydum da geldim.

Dilerim bu dönüş, dokunduğum dokunacağım her cana aşk olsun.

Yazının tamamı için link bioda. ✨

I have been in my hermit cave for months, observing, listening, introspecting, reflecting.. Acknowledging how far I have...
12/27/2022

I have been in my hermit cave for months, observing, listening, introspecting, reflecting.. Acknowledging how far I have come and reaffirming where I want to go—asking myself constantly, persistently: What do I truly desire? What does my dream life look like? How can I create a life based on my joy and peace?

As I was going deep, I had been also peeling the layers of all I had been told, all I had been taught. With a constant affirmation on my mind “I can be, do and have whatever I want!”

“What do I truly desire?” is one of the hardest questions to answer. Because the answer lies in our fears. We can see our deepest desires only if we look our fears in the eye. What we fear the most secretly points us to what we want instead.

My biggest fear is my freedom to be taken away. And it only tells me what I truly desire, which is to be so fu***ng free and limitless!

After 4 years in the States, I learned a lot about myself. Most importantly I gained so much clarity on my wants and needs.

I want to have a simple and comfortable life.
I want to be in nature where green and blue meet.
I want to wake up to birds chirping not car horns.
I want peace and quiet.
I want deep and raw connections.
I want music and laughter.
I want dance and celebration.
I want to see a clear sky where stars shine bright af.
I want the air I inhale to smell like petrichor, fresh and crisp.
I want summer all year round.
I want to be barefoot and naked.
I want everything to be accessible to me within walking distance.
I want to work whenever and wherever I want.
I want to live my life like an endless vacation.

A month ago, I listened to my heart, decided to honor my wants and moved to Mexico! I will be welcoming the new year in heaven! Oh dear pachamama! Oh dear life! Thank you!

It's a new dawn
It's a new day
It's a new life for me
And I'm feeling good!

🌞🌊✨

Address

Boulder, CO

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Conscious Life with Ezgi Devi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Welcome!

You are invited to read memories from a celestial journey of a nomadic healer! Yoga, meditation, breathing techniques, metaphysics, bioenergy, sound healing, hermetic sciences, elements, rituals, ancient medicines, esoteric prescriptions and much more…